DOKU Derneği Başkanı Göksal Çidem tarafından 2024 yılının son günlerine girdiğimiz bu zamanlarda 2025 yılı ile öngörülerini paylaştı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre Kırklareli’nin “çok şiddetli kurak” olan bölgelerden olduğunun altını çizen Çidem, bu kuraklığın devam ettiği sürece Kırklareli, Trakya ve genel olarak Marmara’nın risk taşıdığını sözlerine ekledi.

0B7B954E D37F 4829 Ba3E C037938C9C09

Kuraklık haritalarına bakıldığında 2025 yılı “susuz yaz” yaşanacak”

2025 yılının susuz yaz olacağını belirten Çidem; “Dünya ormanlarıyla birlikte Istrancalarda  kritik eşikte. Bilimsel raporlarda  iklimi, dünyanın ormanlarını ve biyolojik çeşitliliğini felaketli bir geleceğin beklediği vurgulanıyor. Biyolojik çeşitlilik ürkütücü boyutta azalıyor ve bir çok türün yok olma riski var. 

Kuraklık etkisi dikkate alınmalı. Suya dayalı ve su kaynaklarını tehdit eden tüm projeler durdurulmalıdır. Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2024 yılı kuraklık haritalarına bakıldığında 2025 yılı “SUSUZ YAZ” yaşanacak.

2024 yılı 6 aylık ve 12 aylık meteoroloji genel müdürlüğü verileri bölgemizin kuraklık durumunu ortaya koymaktadır.

Bu kuraklık durumu Ergene havzası ve İstanbul dahil, tüm Trakya’yı olumsuz etkileyecektir. Yaşam kaynağımız Istranca ormanları içinde geçerli. Istrancalarda ki Maden-Enerji projelerinin tamamına yakını doğal ormanların içinde ve su kaynakları üzerinde” dedi.

53Cef901 Aee2 462E 9E4A C39E93F68280

“Istranca ormanlarında yüzlerce talan projesi var”

Ormanların önemini ve karar vericilerin hata yapmaması gerektiğini vurgulayan Başkan Çidem; “Karar vericilerin doğal ormanlarımızı kaybetmeyi göze almamaları, Meteoroloji Genel Müdürlüğü raporlarını dikkatle değerlendirmek önem ve aciliyet arz etmektedir. Ve her karardan önce gelecek nesilleri ve burada yaşayan canlıları düşünerek karar vermeleri gerekiyor.

Ormanlar karbon yutak alanıdır. Su rejimini düzenler. Heyelan ve sellerin önlenmesinde en önemli faktör olduğu, Dünyadaki temiz su kaynaklarının tamamına yakını  dağlardan ve burada ki ormanlardan doğduğu ve gittiği yere hayat verdiği unutulmamalıdır.  

Orman ekosistemleri kendi doğal akışına müdahale edildiğinde yaşadığımız felaketleri her yerde görmeye başladık.  Ormancılık faaliyeti ekolojk temelli ormancılık anlayışı ile yapılmalıdır.

Istranca ormanlarında binlerce hektarlık alanda yüzlerce talan projesi var. Yarıdan fazlası maden ve enerji. Bunlarında tamamına yakını ormanlarımızda yeraltı ve yüzey  su besleme alanı üzerinde. Bu durum böyle devam ederse Kırklareli, Kıtlıkeli olacaktır” ifadelerini kullandı.

Kırklareli’nin kuraklığının başta İstanbul olmak üzere bölgeyi etkileyeceğinden bahseden Çidem; “Trakya’da yeraltı sularının %85 i tükendiği, yüzey sularının kirlendiği  bir dönemde, yeraltı suyu besleme alanları   her türlü yapılaşmaya kapatılmalı mutlak koruma altına alınmalı, ihlal eden kişi ve kurumlar hakkında etkin adli ve idari yaptırımlar acilen uygulanmalıdır.

Kırklareli’nde Faturasını Ödeyemeyen Aboneler İçin Açıklama Geldi Kırklareli’nde Faturasını Ödeyemeyen Aboneler İçin Açıklama Geldi

Çünkü temiz içme suyu bitiyor. Yaşamın temeli su. Su biterse gıda yok. Doğal ve sosyal yaşam yok.

 Tarım toprakları, Meralar ve Ormanlar kayıtsız ,şartsız, fakatsız, amasız, ancaksız  korunmalı Topraklar ve meralar tarımsal SİT alanı ilan edilip, Ormanlar kesin korunacak hassas alan ilan edilip mutlak koruma altına alınmalıdır.

Kur

Kırklareli’de  çevre mücdelesini yürüten bir avuç insan ve birkaç kurumun verdiği bu mücadele, aslında Trakya’nın yanı sıra,  ülke nüfusunun %20-25  için veriliyor. İstanbul’un bundan ne kadar haberi var.? Belki de sadece hava durumlarında “Balkanlardan gelen soğuk ve yağışlı hava İstanbul’u ve Yurdu etkisi altına alacak” dediği  zaman,  acaba bu hava ve suyun Kırklareli’den  Istrancalardan geldiğini biliyor mu.?  İstanbulun nefes borusu Istrancalardır.  İstanbul’un  içtiği suyun soluduğu havanın kaynaklarında neler olmuyor ki.  Tüm bunlar yaşanırken İBB Rezve suyunu alçağını söylüyor. Rezve deresinin bir çok kaynağı kurudu. Yapılacak olan milyonlarca yatırım yerine bu yatırım kayıp kaçak için kullanılmalıdır.

İstanbul’un su kaynakları batıda Kırklareli’nden başlayarak Doğu’da Düzce’ye kadar ulaşmıştır. Günlük ortalama tüketim 3.060.450 m3/gündür(İSKİ). İstanbul için kişi başı 190 litre (Kaynak TÜİK) toplam 16.107,632 kişiye su veriliyor. Su kayıp ve kaçaklarının engellenmesi çalışmaları neticesinde, 2023 yılı su kayıp ve kaçak oranı %18,94’e düşürülmüştür. 2018 Yılı Kayıp Su Oranı %22,34’dür. (Kaynak İSKİ) Mevsimlerde normal yağışlar olduğunda Istranca derelerinin toplam su geliri yıllık 129 milyon m3, bölgenin toplam su ihtiyacı 86 milyon m3. İşte kalan 43 milyon m3 suyun İstanbul’a getirilmesi için milyon dolar içeren ihaleler, isale hattı, yollar, enerji hatları için on binlerce ağaç kesimi ve en önemlisi de bu bölgenin doğal yapısına, ekosistemine yapılan ölümcül müdahaleler olacaktır. İstanbul’un 2 haftalık suyu için yapılacak olan yatırımın  fayda-maliyet hesabı tekrar yapılmalıdır” cümlelerini sarf etti.

“Çocuklarınıza ve torunlarınıza karşı olan sorumluluğunuzu unutmayın”

Trakya’da ki bir avuç çevreci olarak tarihe not düştüklerini kaydeden Çidem; “Bizler bu mücadeleyi gelecek adına yaparak, gelecek nesillere karşı olan sorumluluğumuzu yerine getirip, insan olmanın gereğini yapıyoruz. Tarihe not düşüyoruz. Gelecek nesillerin yaşam alanları yok edilirken, seçilerek sorumluluk üstlenenler bunun vebalinden kurtulamazlar.

Gelecek yok edilirken, sessiz kalanlar, göz yumanlar, çocuklarınıza ve torunlarınıza karşı olan sorumluluğunuzu unutmayın.  Onların yaşam alanlarını yok etmeye kimsenin hakkı yok, onlar bunu hak etmiyorlar” şeklinde konuştu.

Editör: Haber Merkezi