Türkiye son 84 yılın en büyük felaketlerinden birini yaşıyor. Pazar sabahı ve pazartesi günleri yaşanan 7,7 ve 7,6’lık depremler 10 ilde yıkıcı etkilere sebep oldu. Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya, Batman, Bingöl, Elazığ, Kilis, Diyarbakır, Mardin, Siirt, Şırnak, Van, Muş, Bitlis, Hakkari, Adana, Osmaniye ve Hatay'daki vatandaşlar depremi derinden hissetti. Bu deprem 13,5 milyon kişiyi etkiledi. Türkiye seferber oldu. Olağanüstü hal ilan edildi. Gerçekten zamanla yarışıyoruz. 6 binden fazla vatandaşımız hayatını kaybetti, 30 binden fazla yaralımız var. Enkaz altında kurtarılmayı bekleyen canlar bir yandan beton yığınları, bir yandan soğuk havayla bir yandan açlık ve susuzlukla mücadele ediyor. Ekipler orada ancak daha ulaşılamayan noktalar olduğu söyleniyor. Elbistan’daki binaların yüzde 80’inin enkaz haline geldiği ifade ediliyor. Ve daha birçok yer. Sürekli vefat sayıları artıyor. Gerçekten zor ve bir o kadar yıpratıcı zamanlardan geçiyoruz. AKLIMIZ FİKRİMİZ DEPREM BÖLGESİNDE.
Özellikle zamanla yarıştığımız gerçeğini hatırlamak lazım. enkaz altında binlerce vatandaş var ve hepsi yardım bekliyor. Afetin üstünden 2 günden fazla zaman geçti ve kritik anlardayız. İnsanlar sadece beton yığınları ile değil açılık, susuzluk, soğuk ve çaresizlikle karşı karşıya. Aileler enkazın başında iyi haberler bekliyor. Televizyonda ve sosyal medyada o kadar kötü görüntülere şahit oluyoruz ki. Bazen sözün bittiği yerde kalıyoruz. AKLIMIZ FİKRİMİZ DEPREM BÖLGESİNDE.
O kadar büyük acılar yaşıyoruz ki. Gerçekten deprem bölgesinde mücadele veren herkes büyük bir takdiri hak ediyor. Arama kurtarma ekipleri, gönüllüler, vatandaşlar, basın mensupları, yetkililer ve diğer kişiler. Herkes elinden geleni yapmaya çalışıyor. Bu durumu yakından hisseden tanıdıklarım olayı büyük bir felaket olarak tanımlıyor. Bizler tabi buradan sadece afeti takip etmek ve yardım yapmamla yetinebiliyoruz.
Yardım demişken gerçekten Türkiye’nin dört bir tarafından yardımlar akın akın bölgeye gidiyor. “Battaniye, bot, mont, atkı, bere, çorap, termal içlik, kazak, ıslak mendil, el feneri, pil uyku tulumu, tüplü ısıtıcı, çocuk bezi, bebek maması," ve çok daha fazlası insanlar hem Kırklareli’nden hem de diğer şehirlerden yetkililere ulaştırılıyor. İnsanımız bu zor günlerde büyük bir dayanışma örneği gösteriyor. Herkes imkanı doğrultusunda yardım etmeye çalışıyor, gönüllü olarak bölgede ve diğer şehirlerde emek veriyor.
Ancak bu acıları yaşamak zorunda mıydık? Deprem ülkesinde yaşıyoruz. Güvenli konutların deprem riskinin olduğu şehirlere bir an önce yapılması şart. Ve tabi ki diğer önlemlerin alınması gerekiyor. Önlemler alınsın ki bir daha binlerce canımızı kaybetmeyelim. Umuyoruz ki bu zor günleri atlatacağız. Ama önemli olan bu günleri unutmayıp önlem ve tedbir almak. Yoksa acıyı yaşadığımızla kalırız. AKLIMIZ FİKRİMİZ DEPREM BÖLGESİNDE.