Kara para aklayan ya da terörü finanse eden kişiler paranın izini kaybettirmek için başkalarının banka hesaplarını kullanarak, söz konusu paraları bankacılık sistemleri aracılığıyla Türkiye’ye transfer ediyorlardı.
Danıştay’ın konu ile ilgili yaptığı çalışmalar netlik kazanmasının ardından kendisine yansıyan bir olayla ilgili olarak verdiği kararda banka hesaplarının başkalarına kullandırılması işleminin ticari faaliyet, elde edilen kazancın ticari kazanç olarak kabul edilmesi ve vergilendirilmesi gerektiği şeklindeki son görüşünü bildirdi.
Danıştay tarafından alınan yeni düzenlemeye yansıyan karar şu şekilde;
“Davacının banka hesaplarını başkalarına kullandırdığının kendi beyanıyla sabit olduğu, banka hesaplarında dava konusu 2015 yılında gerçekleşen para transferlerinin toplam tutarının 118.019.952,32 TL gibi yüksek bir tutar olduğu, anılan yılda herhangi bir mükellefiyet kaydı ve ticari faaliyetinin olmadığı, yüksek tutarda para alınan ve gönderilen şahısları tanımadığı, hesaplarını yanında çalıştığı kişiye ücretini artırması karşılığında ve arkadaşlık ilişkisinin gereği olarak kullandırdığı yönündeki beyanlarının iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması niteliğini taşıdığı, buna göre 213 sayılı Kanun'un 3’üncü maddesinin (B) fıkrası uyarınca ispat külfeti kendisine düşen davacının anılan durumu kanıtlayacak nitelikte herhangi bir bilgi veya belge sunamadığı da dikkate alındığında, banka hesaplarını komisyon karşılığında belgesiz ticarete aracılık etmek için süreklilik arz eden şekilde başkalarına kullandırılması faaliyetinin ticari faaliyet olarak kabul edilmesi ve vergiye tabi tutulması gerekir.” (Danıştay 9. Dairesi’nin 15.11.2023 tarihli ve E.2022/224, K.2023/4598 sayılı Kararı). (Haber Merkezi)
Editör: Haber Merkezi