Edirne’nin Kurtuluşunun 101. yıl dönümü kente düzenlenen törenlerle kutlandı. Törenler, Atatürk Anıtı’na çelenk sunumu ile başladı. Edirne Valisi Yunus Sezer, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, 54. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Berat Acar, Edirne milletvekilleri, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin Atatürk Anıtı'na çelenk sunmasının ardından Edirne Belediye Bandosu eşliğinde saygı duruşunda bulunularak, İstiklal Marşı okundu.
Atatürk Bulvarı’nda gerçekleştirilmesi planlanan Kurtuluş Bayramı Geçit Töreni ise olumsuz hava koşulları nedeniyle Mimar Sinan Kapalı Spor Salonu’nda düzenlendi. Edirne'nin düşman işgalinden kurtuluşu temsili olarak öğrenciler tarafından canlandırıldı. Türk Ulusunun bağımsızlık simgesi olan Türk Bayrağı’nı temsili törenle teslim alan dönemin Valisi Şakir Bey’i canlandıran genç daha sonra Türk Bayrağını Vali Yunus Sezer’e sundu. Edirne’nin düşman işgalinden kurtuluşunun 101. yılını coşkuyla kutladıklarını belirten Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, “Şehirlerin tarihinde hem geçmişten izler taşıyan hem de geleceğe hatıralar bırakacak önemli günler vardır. Kuşkusuz Türk devleti gibi Türkiye Cumhuriyeti gibi ve bir serhad şehri olan Edirne gibi şehirlerin bu anlamdaki günlerinin sayısı oldukça fazladır. Cumhuriyetin ilanından önceki son 150 yıla baktığımızda, 150 yılda Edirne’mizin dört kez işgale uğradığını görüyoruz. Edirne aslında bir asker şehirdir. Edirne, bütün tarihi boyunca, kurulduğu günden bugüne dek hep Rumeli’de, Balkanlar’da, Anadolu’yu neredeyse korumakla imar edilmiş bir şehirdir. Bu özelliği dün de vardı, bugün de var, yarın da var olacak. O yüzden Edirnelilerin bir görevi, bu kutsal vatanı Türkiye Cumhuriyeti‘nin en batısında temsil etmek ama diğer bir görevi de Türkiye Cumhuriyeti’nin Misakı Milli Sınırları içerisindeki her bir karışını, her bir çakıl taşını muhafaza ve müdafaa etmektir. Tarihimize baktığımızda bunun onlarca, yüzlerce örneğini görmek mümkün” diye konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda Edirne’nin çok ayrı, çok özel bir yeri olduğuna değinen Gürkan, “30 Ekim 1918’de yenilmiş devletler olarak imzaladığımız Mondros Mütarekesi’nin ardından, sadece üç gün sonra 1 Kasım’ı 2 Kasım’a bağlayan gece, o zaman ki Osmanlı coğrafyasındaki ilk direniş örgütü kuran dört kahraman, Edirnelidir. Dönemin Belediye Başkanı Şevket Dağdeviren, dönemin Belediye Meclis Üyesi Yolageldili Kasım Efendi ve dönemin Meclis-i Mebusan üyeleri Mehmet Şerif Aykut ve Faik Kaltakkıran, 1 Kasım’ı 2 Kasım’a bağlayan gece 1918’de, yani Mondros’tan sadece üç gün sonra İstanbul’da toplanarak ilk direniş örgütü olan Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetini kurarlar” dedi.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsuna attığı ilk adımla başlayan Kurtuluş Mücadelesinin ardından Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin kurulduğunu belirten Gürkan, daha sonra bu iki cemiyetinin birleştirilerek, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adını aldığını söyledi.
Daha sonra kurtuluş ordusu olan Kuvâ-yi Milliye'nin kurulduğunu belirten Gürkan, "Bugün geldiğimiz noktada tıpkı 1881’de Selanik’te doğan sarı saçlı, mavi gözlü dev, nasıl Kurtuluş Savaşı’nın önderi olmuşsa, ülkenin düşman işgalinden kurtarılmasının ilk işaret fişeği, ilk çoban ateşi, ilk direniş örgütü Rumeli’de, bu topraklarda kurulmuştur" ifadelerine yer verdi.
Gürkan, “Bugün Cumhuriyetimizin 100. yılını tamamladık ve ikinci yüzyıla doğru emin ve kararlı adımlarla yürüyoruz. Kurtuluşumuzun ise ikinci yüzyılının ilk yılındayız. Eminiz, biliyoruz, kararlıyız; Türk milleti var oldukça Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar olacaktır. Bu toprakları bize vatan yapan başta Gazi, Mareşal Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere silah arkadaşlarını ve vatanımızın özgürlüğü ve bağımsızlığı için gözünü kırpmadan canını veren aziz şehitlerimizi bir kez daha minnetle, rahmetle ve şükranla anıyorum. Ruhları şad olsun” dedi.
Rumeli insanlarının vatana gönülden bağlı olduğunu belirten Gürkan, “Bu ülkenin bağımsızlığı için, bu ülkenin özgürlüğü için, bu ülkenin insanlarının Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet payidar kılması için her daim Türkiye Cumhuriyeti’ne gönülden, kalpten bağlı Rumeli insanlarıyız. Bizim için vatan kutsaldır. Rumeliler, yüzyıllardır Balkan coğrafyasında dinleri için bedel ödemiş, zulüm görmüş insanlardır. Anavatanımız vazgeçilmezdir, dilimiz, dinimiz vazgeçilmezdir. Türkçe’mizi yaşatabilmek için yüz yıllar boyunca Balkan coğrafyasında mücadele etmiş olan bizler, yeri geldiğinde dilimizi muhafaza etmek için canını vermiş insanlarız. Ve anavatanımızı, dilimizi, dinimizi bir arada yaşamamızın sembolü olan, rengini şehit kanlarından alan ay-yıldızlı bayrağımız bizim için vazgeçilmezdir, kutsaldır. Ay-yıldızlı bayrağımızın ilelebet gönderde kalmasını, dilimizi, dinimizi bu topraklarda özgürce yaşanmasını sağlayan Mustafa Kemal Atatürk, bizim vazgeçilmezimizdir” dedi. Program resmi geçit töreni ile son buldu. (Haber Merkezi)