Yaptığı konuşmada, dünyanın hiçbir zaman savaşsız olmadığını belirten Kantoğlu, Gazze’nin diğer savaşlardan farkının çocukların öldürülmesi olduğunu dile getirdi. Kantoğlu, “Dünya tarihinde böyle bir savaş modeli yok, hiçbir savaşta bu şekilde, sistematik olarak çocukların öldürüldüğü, sivillerin katledildiği görülmemiştir. Böyle bir sivil katliamı da yok herhangi bir savaşta. Bu yüzden bu karşı karşıya olduğumuz şey bir kere savaş değil. Burada bir taraf tutmak söz konusu değil. Çünkü çocukların ölümü karşısında bir taraf tutulmaz. Bir çocuğun ölümünü meşru gösterecek dünya üzerinde herhangi bir argüman da bulunmaz, arasanız da bulamazsınız ama biz bunları dinliyoruz varmış gibi, bu makul bir şeymiş gibi. Çocukların ölümüne sessiz kalmayan çeşitli kitleler var. Amerika’da var, Avrupa’da var, İsrail’in kendi içinde bile var. Yahudi topluluklarından da bu olan olmamalı, bu yapılmamalı diye ayağa kalkan insanlar var. Peki, biz burada kendi anlamımızı bu olay karşısında nasıl ortaya koyuyoruz. Bir kere din birliğimizi bir tarafa bırakalım insan olarak bu olayın karşısında durma mecburiyetimiz var. İnanan veya inanmayan hiç ayırt etmeksizin bunu söylüyorum. İstersen sen sadece aklın sınırlarına inan, de ki ‘’yani bizim insanın varlığını anlamlı kılan şey bilimin söylediği şeydir, bu dünyada doğuyorsun, bu dünyada yaşıyorsun ve burada ölüyorsun hayatın anlamı bu kadardır de’’ istersen böyle düşün. Yine de o çocuğun hayatına ve yaşam hakkına sahip çıkman gerekir. Eğer senden sonraya miras bırakma niyetin varsa, eğer insanın yaşamının tek ömürde anlamlı kılınmasının ne kadar zor olduğunu gördüysen, eğer önce ve sonra algın varsa, eğer namusun varsa, insan olarak eğer haysiyetin varsa o zaman karşı çıkman gerekir.” şeklinde konuştu.

“Bizim mahir olduğumuz alan; Anadolu’nun mahiyeti ne?” sorusunu yönelten Kantoğlu, bu soruya “Bir olmak” yanıtını verdi. Kantoğlu, birliği fark etmek, bölünmez bir bütünlük diyoruz ya sürekli, o öyle dışarıdan tahkim edilen bir hal değil. Fert fert bir araya getirdiğimiz bir yığın elde edebiliyorsunuz. Orada bir mukabele ve mutabakat ile birliktelik de hâsıl edebiliyorsunuz. Ama o bildiğimiz gibi birlik olmuyor, beraberlik oluyor. Bizim ihtiyacımız olan birlik. Üstelik de buna sahibiz. Fakat gönlümüz tozlandı, yolumuz bulandı, görüşümüz azaldı. O halde yapmamız gereken şey, gönlün tozunu silkelemek, gözümüzü bir ovalamak, bir duru suyla yüzümüzü yıkamak ve tekrar birbirimize bakmak. Burada elbette en önemli çaba size düşüyor gençler. Bunun için geçmişe de lütfen bakın. Çünkü belki de bu işin tedavisine, ilacına, cevabına zaten sahipsiniz. Bunun Anadolu’da verilmiş bir cevabı var. Hem burada doğmuş yaşamış insanlar için hem de bütün insanlık için.” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Konuşmasının ardından kendisine yöneltilen soruları yanıtlayan Ayçin Kantoğlu katılımcılardan, başlatmış olduğu “Dünya Şehit Çocuklar Günü” imza kampanyasına destek olmalarını istedi. Program, günün anısına Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu’nun Ayçin Kantoğlu’na hediye takdim etmesiyle son buldu. Programın ardından Kantoğlu, İlahiyat Fakültesi Selimiye Binası Konferans Salonunda da bir söyleşi gerçekleştirdi. (Haber Merkezi)

1-461

 

Editör: Haber Merkezi