1969 yılından bu yana faaliyette olan Kırklareli’nin en eski bozacısı Özdağ Boza, katkısız ve özel yapım bozayı Kırklareli halkı ile buluşturuyor.

Özdağ Bozanın işletme sahibi 2.kuşak bozacı olan Güvenç Özdağ ile bozanın inceliklerini ve faydalarını konuştuk.

“Biz boza işindeki ikinci jenerasyon oluyoruz”

Yerel üretim ve organik bozayı üreten Kırklareli’ndeki tek işletme olduklarını söyleyen Özdağ; “Ben Güvenç Özdağ, 1 Mart 1984 Kırklareli doğumluyum. İlkokul, ortaokul ve lise öğretimimi Kırklareli’de tamamladım, sonrasında Isparta’da İşletme eğitimi aldım. 14 yaşından beri boza işiyle uğraşıyorum. Kırklareli’nin ilk bozacılarından Cevdet Özdağ’ın oğluyum. Dükkanımızın kuruluş tarihi 1969. Biz boza işindeki ikinci jenerasyon oluyoruz.

Mısır ve darıyı kullanıyoruz bozanın üretiminde bunları ektiriyoruz. Katkı maddesi kesinlikle kullanmıyoruz. Zaten Kırklareli’nde en eski ve tek biz kaldık. Yerel üretim yapan ve organik üretim yapan tek biziz” dedi.

“Herkesin burada bir anısı var”

Kendi üretimlerini ve bozalarını diğerlerinden ayıran temel özelliğin katkısız ve yerli üretim olmaları olduğunu söyleyen Özdağ, “Glikoz kullanmıyoruz sadece şeker kullanıyoruz. Mayayı da probiyotik halini en yüksek seviyeye taşımak için yaptığımız bozanın ekşimiş halini kullanıyoruz. Katkı kullanmadığımız için de kullanım süresi 3 gün oluyor. 2 tür maya çalışıyorum, Perşembe Günü ekşi, haftanın diğer günleri tatlı çalışıyorum.

Kırklareli’nde en eski dükkan biziz, herkesin burada bir anısı var. Güzel olan da o biz de bu güzel olan şeyi sürdürmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Bozanın tarihçesini anlatan Özdağ; “Boza ilk Türklerden Orta Asya’dan Balkanlara göç eden Türklerle geliyor. Balkanlara geçtikten sonra Osmanlı zamanında Makedonya Üsküp taraflarında başlıyorlar sonrasında anavatan Kosova’ya geliyor. 2.Balkan Savaşı ile beraber kaybedilen toprakların ardından bu insanlar İstanbul’a geliyor. 4.Murat dönemine kadar şehirde 1200’ün üzerinde bozacı oluyor. Sonrasında bu bozacılar içki yasağı ile beraber kapatılıyor sonrasında da ülkenin muhtelif yerlerine dağılıyor. Bizim ailemizde o göçmenlerden biri” sözlerini ekledi.

Dışarıya perakende  satışı yapmadığını kaydeden Özdağ, vatandaşların da üretim belgesi olmayan yerlerden boza almamasının  sağlık açısından daha yararlı olduğunu sözlerine ekledi.

“Yeni jenerasyona bozayı sevdirmeye çalışıyoruz”

Yeni jenerasyona bozayı sevdirmek için çabaladıklarını söyleyen Özdağ; “Yeni jenerasyona bozayı sevdirmeye çalışıyoruz en büyük problemimiz bu. Çocuklar dış görünüşe önem veriyorlar ve o ürünü tatmıyorlar o zaman da müşteri grubumuz hep 40 yaş üstü gidiyor. Bu da bu meslek grubunun geleceğe ilerlemesini zorlaştırıyor. Bu nedenle çocuklar bozayı sevsin diye ücretsiz olarak ikram ediyoruz. Ama ebeveyn ve ailenin çocuğa bunu 6-7 yaş kategorilerinde öğretmesi gerekiyor ki bu ürüne ilgi göstersinler” dedi.

Çocuklara ve yetişkinlere bozayı sadece bir içecek olarak değil bir probiyotik ürün olarak da öneren Özdağ, ozanın sindirim sistemi başta olmak üzere pek çok sağlık sorununa yardımcı olduğunu vurguladı. Özellikle pandemi dönemi sonrasında insanların bu ürüne ilgi göstermesini tavsiye eden Özdağ, kendi bozalarının üretim şekli dolayısıyla katkı maddesi bulunmamasından kaynaklı doğal bir probiyotik olduğunu ifade etti. (Volkan Abuy)