GİBİ

Başrollerinde; Feyyaz Yiğit, Kıvanç Kılınç ve Ahmet Kürşat Öçalan’ın yer aldığı son dönemlerin en popüler bir o kadar da başarılı Türk yapımlarından olan Gibi’nin son sezonunu nihayet bitirdim. Gün içerisinde yaşadıkları sıradan olayları büyüterek farklı bir mizah anlayışı ile seyirciye sunan ekip yine yaptıkları işi zevkle izlettirdiler.  

Bu sezonu da diğerleri gibi çok beğendim. Özellikle sezonun ilk bölümü “Övgü” muazzam bir iş olmuş. Övülmeyi seven biri olarak İlkkan’ın düştüğe hallere gelecekte düşme olasılığım oldukça yüksek.

7. bölüm “Dönen Tekme’de kendi içerisinde çok acayip bir iş. Bölüm adeta dizinin özeti gibi. Özellikle bu bölümü konuşmak bana büyük bir keyif verdi. Son sahne de yaşanan olaylar ise paralel evrende Black Mirror hissi uyandırdı. Bundan sonra mesajlarımıza sadece emoji ile cevap veren kişilere şüpheyle bakmak gerekiyor.

8. Bölüm “Defter” ise başlı başına hayatın özeti adeta. Gereksiz insanları kesinlikle hayatımızdan çıkarmalıyız. Tabi mektup kısmı biraz sıkıntılı olabilir. Bu kadar güzel anlatılabilirdi.

Ve sezon finali. Gibi’de sezon finalleri  her zaman farklı bir çağda geçiyor. Bu kez çok çok uzağa M.Ö. 2998-2997 Eğitim-Öğretim Yılı’na kadar gidiyorlar. Konu ise yazı. Yılmaz’ın adeta medeniyeti getirdiği köyündeki okuma yazma seferberliği ve sonrasında kralın da olayın içerisine dalışı çok keyifli bir bölümün karşımıza çıkmasını sağlıyor.

4. sezon içerisinde en fazla beğendiğim bölüm bunlardı. Tabi diğer bölümler: “Bin, Orta Yaş Krizi, 165 ve Kafa Nakli’ni de izlemek oldukça keyifli idi.

Hazır konuya girmişken 4 sezon içerisinde en beğendiğim 5 bölümü de sıralamasız bir şekilde eklemekte fayda var. “Erasmusla Gelen Yamyam”, “Vücutçu Yalvaç”, “İki İçi Dışı Bir”, “Büfe” ve “Kuki”

Extra olarak “Kan Parası” ve “Bilanço”