Anne ve babasının senelerce ikamet ettiği bu yapı ailesinin Çorlu’ya taşınmasıyla 15 sene boyunca boş kalmış. Ailesinin ve kendisinin Bulgaristan göçmeni olarak Türkiye’ye dönmesiyle yaşadığı bu binaya Bilgin Akay, seneler sonra Şehit Göktan Özipek’in büstünü yapmak için geri geliyor.
15 senenin ardından buraya bir büst çalışması yapmak için davet edildiğini aktaran Bilgin Akay,” Şehidimiz Göktan Özüpek’in büstünü yapmak için davet edildim. Burada hem büstün yapımını tamamladım hem de uzun yıllardır uğramadığım, ailemden kalan bu binayı temizlemeye başladım. Burada zaman geçirdikçe mekânı yaşanacak bir hale getirme fikri kafamda oluşmaya başladı.
Bu fikrin kafasında oluşmasındaki en büyük nedenin arkadaşlarıyla geçirdikleri sanat dolu zamanları burada yaşamak olduğunu aktaran Bilgin Akay, “bizler arkadaşlarımızla, dostlarımızla vakit geçirmeyi, sohbet etmeyi, sohbetlerimizde sanat konuşmayı oldukça seviyoruz. Burayı bir yuva ve arkadaşlarımızla güzel zaman geçireceğimiz ortam olması fikrine bu şekilde başladım. Öncelikle buraya çatı tamiriyle başladım. İlk başta çatıyı açarak ikinci kata karar verdim. Bu şekilde başlayan çalışmalarımız neticesinde şimdilerde gelen insanların oturacakları, sanat konuşabileceği en güzeli de arkadaşlarımız ve dostlarımızla zaman geçirebileceğimiz bir mekân yaratmış olduk. Buradaki her bir detayı kendim tasarlayarak bu hale getirdim. Genelde heykeltraşlık yanım ve sanatsal çalışmalarımda kullandığım gibi hiçbir tasarımımı tekrar etmem. Yaptığım tasarımlarımın hep farklı olmasını isterim. Yaptığım tasarımlarımda hep olmayan detaylar ve daha önce rastlamamış ayrıntılara çalışmalarımda yer vermek isterim. Bu alanda yaptığım çalışmalarla ölçülerine göre bir alan oluşturmaya karar verdim. Çok boyutlu düşünmeye çalıştığımı söyleyebilirim.” Dedi.
“Ustada, Çırakta Benim”
Mekânın hem farklı hem kullanabilir olmasına oldukça önem verdiğini paylaşan Bilgin Akay, “Buradaki eşyaların çoğunu yazlığımızdan temin ederek içerisini bu şekilde doldurduk. Arkadaşlarımızın çok desteği oldu. Burada gördüğünüz birçok tarihi obje arkadaşlarımızdan temin ettik. Nostaljik kafenin nostaljik havası bu şekilde oluştu. Burada gördüğünüz tüm tarihi objelerin tarihi dokusunu hiç bozmadan elimizden geldiğince doğru yerlerde sergilemeye gayret gösterdik. Buradaki bütün oymaları ince detayları, tesisatına varana kadar usta sokmadan hepsini tek başıma yaptım. Yani Anlayacağınız buranın ustası da çırağı da ben oldum. Burayı günde üç dört saat çalışmayla beş, alı saat sohbetle üç yıl süren meşakkatli uğraşlarla tamamladım.” Dedi.
Nostaljik kafeyi sanatsal dokunuşlarıyla ve tarihi dokusunu bozmadan restore ettiğini anlatan Bilgin Akay, “elimizde hali hazırda bulunan bir binanın içine yeniden tasarım yapmak çok zor. Burada mevcut olan bir alanın içerisine yeniden bir oda eklemek, bölmek bunlar dikkat gerektiren ve doğru tasarım isteyen konular. Benim için en hassas noktalar dekor ve dizayn çalışmaları oldu” Dedi.
Heykeltraşlık Çalışmalarına 2 yıl Ara
Ailesinden kalan tarihi mekânı yeniden elden geçirdiğini aktaran Bilgin Akay, heykeltraş olmasının bu mekânı ince ayrıntılarla ve tarihi dokusunu bozmadan işlemesine vesile oldu.
Aynı zamanda heykeltraşlık sanatını icra eden Bilgin Akay, bu alandaki çalışmalarına iki yıl ara verdiğini belirtti. Bilgin Amca, “öncesinde çokça eserimi tamamladım, yaptığım birçok sanat eserim mevcut. Yaptığım çalışmalarla birçok sergiye katılım sağladım bunu yanında meydan heykellerinin yapımında rol oynadım.” Dedi.
Atatürk heykellerinin yapımına değinen Bilgin Akay, “Atatürk heykeli çok hassas bir konudur. Her zaman konuşmalarımda bunları dile getiririm, Atatürk heykelini herkesin yapmaması gerektiğini her zaman söylerim. Her ressam, her heykeltraş Atatürk heykelini yaparım diyen bu işi yapmaması gerektiğini savunurum. Portre çalışmalarında da bu böyledir. Örneğin değer verdiğimiz, önem verdiğimiz kişilerin, yani tarihte gelen bazı kişilerinde bugünkü şehitlerimizin de büst ve heykelleri alanında uzman ve iyi kişiler tarafından yapılması gerekmektedir. Atatürk konusunda da Zübeyde Hanım konusunda bu işi en iyi en iyi şekilde yapan kimse onun yapması gerektiğini savunuyorum. Bunu çok sert bir şekilde ve üstüne basarak çokça dile getirmişimdir. Atatürk heykellerini Türkiye’de ya da Dünyada her kim Atatürk büstünü ve heykelini birebir yapacak kapasitedeyse o kişinin Atatürk heykellerinin hepsi yapması gerektiğini ve bu işin tek kalemden çıkması gerektiğini savunuyorum.” Dedi.
Heykeltraşlık sanatı hakkında bilgi veren Bilgin Akay, “heykeltraşlık resim sanatına hiçbir şekilde benzemiyor. Resimde renk değiştirirsiniz, renk tonlarıyla oynarsınız. Ama heykeltraşlık böyle bir mevzu değildir. Heykelcilik tam anlamıyla ışık ve gölge sanatıdır. Tek renk bir malzemeyi düşüneceksiniz. Taş ya da mermer gibi malzemelere bunlara gölge ve ışık kazandıracaksınız. Heykeltraşlık hakikaten çok uğraşmalı ve ayrıntılı bir sanattır. Gölge ve ışık oyunlarını objeye ne kadar iyi yansıtırsanız yaptığınız çalışma o kadar gerçekçi ve bakmaya değer olur. Bir insan portresi çalışıyorsanız yaptığınız çalışmanın ışığa göre her açıdan aynı görünmesi gerekir, heykeltraşlıkta bu oldukça önemli bir husustur. Yaptığınız portreyi parmak uçlarınızla tüm dokusunu hissetmeniz gerekir. Yaşlı bir kişinin heykelini çalışırken yüzdeki kırışıklarından tutun yüzündeki çizgilere kadar dokunduğunuzda aynı hissiyatı almanız gerekmektedir. Çalıştığınız materyal üzerinde bu hissi, görünüşü ve dokuyu aynı şekilde geçirmek zorundasınız. Heykelcilik dediğimiz gibi uzun uğraşlar ve emek isteyen bir sanattır.” Dedi. (Güfte Çanlı)