Kırklareli'nin Karadeniz kıyısı olan; Trakya halkının ve İstanbulluların ilgi gösterdiği beldede son yıllarda bir çok tesis yerini aldı. İğneada'nın Karadeniz sahilinde 40-50 metre genişliğinde ve 10 km uzunluğundaki devasa kumsalı, tesislerin bulunduğu yerler dışında bomboş.
Yöre halkı yaklaşık 10 sene önce duş ve kabinlerin olduğunu ancak ziyaretçilerin bu kabinlere tuvaletlerini yaptıklarını aktarıyor. Muhtemel ki denetimin de yetersiz olmasıyla birlikte bu yaşananların ardından duşlar da kabinler de kaldırılmış ve halk plajı işletmelerin inisiyatifine kalmış. Plaj boyunca bir iki tane beach ve duş - wc hizmeti veren kafe bulunuyor. Hal böyle olunca ziyaretçiler bomboş halde duran halk plajına rağbet göstermiyor.
Bir yanda doğaya uyumlu ve saygılı bir şekilde plajı kullanan günü birlikçiler ve kamp yapan vatandaşlar, bir yanda diğer yanda doğaya karşı bir yükümlülük hissetmeyen, geçtiği yerde atığını bırakan vatandaşlar. Bunun karşısında da işletmeler ve her hangi bir sorumluluk almayan yerel yönetimler. İşletmelerin varlığı bir anlamda bölgenin yükünü alıyor çünkü plajda günübirlik bulunan vatandaşların ihtiyaçlarını karşılama noktasında ihtiyaca cevap veriyor. Ancak yeterli mi, değil.
Bu durumda kazanan kim, kaybeden kim, yorum yapmak çok güç.
