Yaza formda girmek için çeşitli diyetler deneniyor. Ancak sağlıklı beslenme dengesini bozan yeme alışkanlıkları; kısa ve uzun vadede olumsuzluklar olarak geri dönüyor. İşin uzmanından destek almadan çeşitli mecralardan duyularak uygulanan diyetler ciddi sorunlara sebep olabiliyor.
“Karnivor (Etçil) Diyet Gerçekten Sağlıklı Mı?”
Etçil diyet ile ilgili merak edilenleri Diyetisyen Sümeyye Culum'a sorduk. Culum, “Etçil Diyet Nedir? Et, tavuk, balık, yumurta ve deniz ürünleri gibi yalnızca hayvansal kaynaklı besinlerin tüketimine dayanan; bitkisel besinleri, tahılları, kuruyemişleri, sebze ve meyveleri diyetten tamamen çıkaran yaklaşımdır.
Etçil diyet yalnızca protein ve yağ içerir. Karbonhidrat alımını sıfıra indirerek vücudu ketozise (enerji kaynağı olarak glikoz yerine ketonların kullanılması) sokmayı hedefler. Diyetin kesin sınırları yoktur. Kalori hesabı yapılmaz. Çay, kahve, süt ürünleri, tereyağı, sarımsak, salça ve baharatların tüketimi isteğe bağlıdır. Etçil diyetin hızlı kilo kaybı, ruh halinde iyileşme, daha enerjik hissetme/uyanma ve kan şekeri seviyelerinde düzelme gibi olumlu sonuçları olduğu iddia edilmektedir” sözlerini dile getirdi.
“Etçil Diyetin Dezavantajları Nelerdir?”
Bu diyet tipinin en kısıtlayıcı tiplerden birisi olduğuna dikkat çeken Diyetisyen Culum, “En kısıtlayıcı diyet türlerinden biri olduğundan sürdürülmesi oldukça zordur. Kişi, karbonhidrat yoksunluğu nedeniyle ataklar yaşayıp kontrolsüzce karbonhidrat tüketme davranışıyla biten döngüyü sık sık yaşayabilir. Ayrıca yüksek maliyetli bir diyet olması nedeniyle herkes tarafından uygulanabilir değildir.
Etçil diyete başlanılan ilk dönemlerde, keto-gribi adını verdiğimiz, karbonhidrat kısıtlı diyetlerin yan etkileri olan mide bulantısı, baş ağrısı, baş dönmesi, halsizlik, zihin bulanıklığı, yorgunluk, uyuşukluk, konsantrasyon sorunları, zayıf nefes alma, karın ağrısı ve uyku sorunları gibi problemler görülebilir. Diyete devam edilen sonraki dönemlerde, liften son derece fakir beslenilmesi nedeniyle sürekli kabızlık ya da aksine, aşırı protein ve yağ alımı nedeniyle patlayıcı ishal gibi sorunlar yaşanabilir” ifadelerini dile getirdi.
Diyet kapsamında beslenme eksikliklerinin görülebileceğine dikkat çeken Diyetisyen Culum, “Uzun vadede, B1, B9 ve C vitaminleri ile magnezyum, potasyum ve özellikle kalsiyum minerallerinin eksiklikleri görülebilir. Etçil diyette, vücutta son derece önemli görevleri olan B1 vitaminin yeterli alınabilmesinin tek yolu, günde 200-300 g domuz eti tüketilmesidir. Aynı şekilde B9 vitamini ihtiyacının karşılanabilmesi için günde 5-6 adet yumurtaya ek olarak 100-200 g karaciğer tüketilmesi gerekir. Görüldüğü gibi sürdürülmesi oldukça zor ve toplumun her kesimi için uygulanabilir olmayan bir diyettir.
Bitkilerin olmadığı bir diyette, antioksidan özellikteki polifenoller ve karotenoidlerden yararlanılamaz. Bu durum bağışıklık sistemi ve kronik hastalıklar üzerinde birçok olumsuz etki gösterebilir. Etçil diyette, besin çeşitliliğini sağlamak için sık sık pastırma, sosis ve sucuk gibi işlenmiş et ürünlerine başvurulur. Bu besinlerin sık tüketilmesi aşırı sodyum alımına ve mide kanseri riskinin artmasına neden olur” şeklinde konuştu.
“Etçil Diyetin Birçok Riski Vardır?”
Diyetisyen Culum, etçil diyetin risklerini şu şekilde sıraladı;
“Aşırı protein alımı nedeniyle böbrek taşı riski, Aşırı hayvansal kaynaklı gıda tüketimi nedeniyle gut hastalığı riski, Aşırı doymuş yağ alımı nedeniyle LDL yükselmesi ve kalp hastalıkları riski, Kalsiyum eksikliği nedeniyle osteoporoz riski.”
“Her Zaman Varılacak Tek Bir Nokta Vardır”
Diyetler ile ilgili önemli bir uyarı yapan Culum, “Unutmayalım ki bu tür uç kısım ve kısıtlayıcı diyetlerin azınlıkta her zaman savunucuları olur. Hatta belirli dönemlerde popüler hale bile gelirler. Fakat sonra unutulup giderler. Çünkü her zaman varılabilecek tek bir nokta vardır: Dengeli, çeşitli, bilinçli ve sağlıklı beslenmek. Kilo vermek mi istiyorsunuz? Bunu bu kadar zorlu ve riskleri olan bir yola girmeden, sadece dengeli bir diyetle kalori açığı oluşturarak da yapabilirsiniz.
Son olarak, hayvansal kaynaklı gıdaların tüketiminin ve dolayısıyla endüstriyel üretiminin artmasının; biyolojik çeşitlilik kaybı, ormansızlaşma, daha fazla su tüketimi, daha fazla arazi ve kaynak kullanımı anlamına geldiği unutulmamalı. Dünyadaki büyük çoğunluk etçil diyeti benimseseydi bunun hayvan refahı ve gezegen üzerindeki etkisini düşünebiliyor musunuz?” ifadelerini kullandı.
“Kimler Etçil Diyeti Denememeli?”
Bu tip diyeti denemesinin sağlıksız olacağı grupları vurgulayan Culum, “Gebeler, emzirenler, çocuklar, böbrek sorunları olanlar, yeme bozukluğu geçmişi olanlar ve hiperkolesterol, hipertansiyon ya da farklı bir kardiyovasküler hastalığı olanlar etçil diyeti denememelidir” dedi.