Halk Şairi, Araştırmacı-Yazar ve ressam Mustafa Ermiş, sanata adadığı ömründe 8’nci kitabını okuruyla buluşturmanın sevincini yaşıyor.
Bugüne kadar araştırma ve öykü alanında eserler de kazandıran “Kul Ermiş” Halk Şairi olarak dördüncü şiir kitabına imzasını attı. “Sözgelimi” adlı kitap Can Yayınlarından çıktı.
Alternatif Gazetesi olarak sanatçımız ile kendi evinde bir araya geldik.
“Acılarımı itiraf etmeliyim ki, yükünden kurtulayım diye durmadan yazıyor, yazıyorum. Her seferinde bundan başka bir şey yazmayacağım diyorum. Ama sözümde duramıyorum. Sonra kendime bir soru; “Niye yazıyorum?” Belki birinin gözüne vururum da açılır bakarsın cevabını da kolayca buluyorum” diyen Ermiş 7 tanesi türkü olarak bestelenen 200’ü aşkın şiirini bu kitapta toplamış.
Halk şairi olarak anılmak istediğini önemle vurgulayan Kul Ermiş, toplumun, insanımızın gelenek ve göreneklerini düstur ediniyor.
İnsan, sevda, toprak, göç, inanç, tarih, kültür ve yaşama dair daha birçok konuya kendi üslubunca dokunan Ermiş, mısralarında Kırklareli’ni ve Balkanları da eksik etmiyor…
Üstelik bu kitapta büyük emek harcayarak araştırmasını yaptığı, gerçek yaşanmış olayları bizim coğrafyamızda geçen “Toprak Türküsü” ve “Atina Türküsü” başlıkları altında iki önemli makalesini de okuyucusuyla paylaşıyor Mustafa Ermiş…
Aslında söyleşimizde dilinden dökülen sözcükler, önsüzünde de birebir yer alıyor;
“Yazmasam deli olurum. Yazarak kendime sövüyorum, hayata sövüyorum. Özgürleşmek için, düşüncelerimin yükünden kurtulmak için ve bu acıları başkaları da görsün, duysun diye yazıyorum. Başkalarıyla paylaşmak için yazıyorum. Zira ertelenmiş her kitap bir bilginin intiharıdır diye düşünüyorum.
Somut olmayan kültürel miras taşıyıcısı, halk şairi olarak ölene dek bu görevi yapmak mecburiyetindeyim.
Ömür boyu deliliğime “Kul Ermiş” dedim ve öyle bir yaşa ki halk ile Hâk senden incinmesin dedim.
Halk şairi, Hak Âşıkları ağabeylerimin yolunda halkıma saygıyı kaybetmeden yürüyeyim dedim. Hayallerime ise aşk dedim.
Şiirler halkımın özünün doğal türküleridir dedim.
En büyük usta halk, onun yaşam biçimini gelenek, göreneklerini, nasıl biz oluruzu yazarak anlatayım dedim.
Halkımın söylemek isteyip de söylemediklerini yazayım dedim.
Somut olmayan kültürel miras taşıyıcısı/Halk Şairi kimliğimle siz okuyucularıma ve yarınlarımıza ulaşayım dedim.
Var olmalıdır ki yaşam kolay olsun diye kitabımın adını “SÖZGELİMİ” olarak belirledim.”
Gönüllere dokunan, yüreklere kazınan pek çok şiiri içerisinde barındıran bu kitapta Toprak Türküsü ağıtı şüphesiz ayrı bir yerde duruyor.
Balkan topraklarında göç eden insanımızın ağzından dökülen acılı sözler, Mustafa Ermiş’in sayfalarında yeniden hayat buluyor… İşte Toprak Türküsü;
Kara yerler kalın olur
Kazıldıkça derin olur
Sana gelen kayıp olur
Kara yerler, kara yerler.
Ah yüreğin ilk acısı
Al beni de can sancısı.
Kapısı yok açıp baksam
Bacası yok ateş yaksam
Yâr yerine kendim yatsam
Kara yerler, kara yerler.
Ah yüreğin ilk acısı
Al beni de can sancısı.
Kara yerde kuzum vardır
Ah ne kara yazım vardır
Bana senin kastın vardır
Kara yerler, kara yerler.
Ah yüreğin ilk acısı
Al beni de can sancısı.
Ah kara yer, kanmaz mısın?
Can almadan durmaz mısın?
Beni alsan doymaz mısın?
Kara yerler, kara yerler.
(Anonim)