Yerel

Müzik ile Zaman Yolculuğu Mu Olur Demeyin, Retrobüs Yapıyor

Sahnede dinleyicilerini adeta zaman yolculuğuna çıkararak; herkesin özlem duyduğu yıllara götüren Retrobüs, yoğun konser trafiğinde www.alternatifgazeetesi.com ‘a karavanının kapılarını açtı. Konser öncesinde bir araya geldiğimiz Fırat Şahverdi ile güzel bir söyleşi gerçekleştirdik.

Babaeski’de geçirilen güzel bir çocukluğun, yaptığı müziğe olan etkisini izlerken; nostaljiye olan sevgisini dile getiren Şahverdi, bir yandan da sahnede gerçekleştireceği zaman yolculuğuna hazırlandı.
Dinleyicilerine sunacağı müziği; farklı enstrümanlar ve kıyafetler ile süsleyerek ehli beyit gibi hazır eden Şahverdi, 90 günde 80 kez sahneye çıktı. Ve bu söyleşiden sonra da bir başka şehirde bir başka sahnede, dinleyicilerini nostalji yolculuğuna çıkarmak için yollara düşecek.


“Babaeski”
Çocukluğunun geçtiği Babaeski’yi sorduk; Babaeski deyince ne hissediyorsun?
Çocuk sesleri ile dolu sokakların olduğu yıllara giden Şahverdi, “Babaeski benim için önemli. Babaeski deyince; çocukluğum, bir süre sonra da kuvvetle muhtemel emekliliğim olacak. Bizim yaşam formlarımız böyledir. Doğarız, bir yere göçeriz, çalışırız ekmeğimizi kazanırız ama tekrar topraklarımıza döneriz. Burası bizim için kutsal topraklar. O yüzden burası benim çocukluğum ve yaşlılığım” sözlerini dile getirdi.


“Nostalji”
Son zamanlarda sosyal medyada çok popüler olan Ankara Rüzgarı eserini hatırlattığımız Şahverdi’ye neden nostalji dedik;
“Geçmişe ihtiyaç var. Özellikle pandemiden sonra ve 70'li, 80'li,90'lı yıllar değil insan kendi çocukluğunu özler oldu. Güzel zamanlardı çünkü. Güzel bir jenerasyonduk. O dönemi yaşayanlar, tüketim toplumu olduğumuz dönemde aslında eskinin ne kadar; duru ve çıkarsız olduğunu görmeye başladı. O dönemi yaşamayanlar da özenmeye başladı. Dolayısıyla hep bir ihtiyaç vardı. Bizim kaliteli, nostalji sevdalısı kaliteli kitlelerimiz vardı. Geçmişe kıymet veren. Hep kaliteli kitlemi vardı. Onlar bizi ayakta tuttu. Şimdi popüler olduk diye değil, kaliteli ve nostaljiye değer veren bir kitlemiz vardı. Ne olursa olsun ben, o kaliteli kitleyi tutacağım. Onlar benim için kıymetli. Popülerlik gelir geçer ama onlar kalıcı. Onlarla yol yürümeye biz ömür boyu devam edeceğiz. Ama geçmişin tekrar bu kadar kıymetlenmesi biraz da tüketimden de kaynaklı. Artık her şey hazır. Aç bitir gibi oldu. Ama bir bakıma da iyi oldu, aşk ile yapılmış şarkıların değeri anlaşıldı. Özellikle yeni nesil bunu anlamaya başladı. Onlar çok zeki bir jenerasyon çünkü. O yüzden bu akımın böyle gitmesi çok güzel bir şey. Bugün biz oluruz yarın başka birisi bunu yapar.”


“Sahne”
Müzik mezesiz olur mu? Retrobüs sahnede icra ettiği sanatını, muhteşem sahne performansı ile renklendiriyor. Söz uçar yazı kalır misali, eserlerini söylerken kah Cem Karaca oluyor, kah Müslüm baba… Kıyafetler, müzik aletleri havada uçuşurken… Fırat Şahverdi için sahne ne demek?
“Madem geçmişe gidiyoruz, adı üzerinde Retrobüs. Sahnede de tam bir konsept olması lazım. Alıp eskilere götürüyoruz, geri getiriyoruz. Sloganımız da 12 yıldır aynıdır, 'Bizde akbil değil Rockbil geçiyor.' O yüzden, o yolculuğun da hakkını vermek lazım.”


“90 Günde 80 Konser”
80 Günde Devri Alem hikayesine nazire edercesine, Türkiye’yi il il, ilçe ilçe gezerek konserleriyle yüreklere dokunan Şahverdi, “90 günde 80 konser verdik. Yıl içerisinde depremden önceki sene 290 konseri bulduk. Ortalamamız 260 konser. Ama biz yolcuyuz. Ve bu bir yol hikayesi. Yolda olmaktan da keyif alıyoruz. Türkiye'nin her yerini geziyoruz. Bizim hikayemiz yol. Retrohome olsaydık, evcil bir düzen olurdu. Retrobüs madem adında kaderi gizli” şeklinde konuştu.