Sokak Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Seyhan Esen ile bir araya geldik. Kırklareli’nde sokak hayvanlarını, kısırlaştırma uygulamasını ve hayvan sevgisini konuştuk.

Kırklareli’nde durum hiç de iç açıcı değil. Son olarak geçtiğimiz aylarda yavru köpeği işkenceyle öldüren gencin güvenlik kamerasına yansıyan görüntüleri kamuoyunda infial yaratmış, katliam yargıya taşınmış, söz konusu şahıs 6 ay hapis, 6 bin TL para cezasına çarptırılmıştı.

Esen, her şeyin küçük yaşta eğitimle ve hayvan sevgisinin aşılanması ile alakalı olduğunun altını çiziyor.

DSC_0011-1

Kısırlaştırma Çok Yetersiz

Sokak hayvanı popülâsyonunu düzene sokmanın tek yolunun “kısırlaştırma” olduğunu vurgulayan Seyhan Esen, Kırklareli’nde bu uygulamanın yetersiz kaldığını söyledi. Söz konusu işlemi en iyi yapan Belediyeler arasında Keşan’ı örnek gösteren Esen şöyle konuştu; “Keşan bu konuda gerçekten çok başarılı. İlçe köy demeden, az sayıda personelle ama hayvan severlerle bir araya gelip hızlı bir şekilde kedileri köpekleri kısırlaştırıyorlar. Bu iş sevgiyle oluyor, istekle oluyor.

Örneğin Kırklareli’nin, Lüleburgaz’ın, Pınarhisar’ın barınağı var. Veterinerleri de var. Bu koşullar altında köylerde bir tane bile kısırlaştırılmamış hayvan kalmaması gerekiyor. Ama maalesef durum hiç de iç açıcı değil.

Bu sokak hayvanı popülasyonunu önlemenin tek yolu kısırlaştırmadır. Barınağı olan 3 belediyemiz, Valiliğimiz ve İl Özel İdaremiz ile birlikte daha verimli bir kısırlaştırma yapılmalı. Yapılıyor ama yetersiz kalıyor. Biz hala yol kenarlarından yavru köpekler topluyoruz. Belediyeler atıyor köylere. Köylünün sadece çoban köpeği ile av köpeği var. Onun dışındakiler işine yaramadığı için köpek bakmıyorlar.  Fazlasını çuvala koyup atıyorlar.”

DSC_0003

Saldıran Köpek Yok

 Kırklareli’nde saldıran köpek olmadığı konusunda son derece iddialı olan Esen şöyle devam ediyor;

“Saldıran köpek yok. İnsanlar saldırıyor. İnsanımız hayvan istemiyor. İş yerinin önünde istemeyen var. Arayıp “Bu hayvanı buradan alın” diyenler var. Küpeli, kısırlaştırılmış, hayvan severler tarafından beslenen hayvanlar, maalesef ki üst kademelerce ihbar sonucu alınıp, götürülüyor. Bu hiç hoş değil.

Zaten insan olarak sorunumuz bu. Sokak hayvanlarını çöp olarak görüyoruz. Daha ana sınıfında eğitim verilmesi, hayvan sevgisinin aşılanması gerekiyor. Ama daha öğretmenler hayvan görünce çığlık atıyorlar. Hayvandan korkan, sevmeyen öğretmen nasıl bir birey yetiştirecek? O yüzden ilk eğitim aileden başlıyor.

Yine sürücü kurslarında bu konuda eğitim verilmesinin de çok büyük faydaları olur. Çünkü eğitimli birey, sevgi dolu birey köpeğin üstünden araçla geçmez, kaza ile geçse bile durup o hayvanla ilgilenir. Özel bir kliniğe hayvanı götürdüğü takdirde, araç sigortası masraflarını karşılıyor.

İşte çoğu insanın bunlardan haberi yok. Bunlar yetkili kurumlar tarafından anlatılabilir. Kamu spotu, broşürler aracılığı ile insanlar bilinçlendirilebilir.” (Ferdi Kurtbayram)

Editör: Ferdi Kurtbayram