Doğa ve Kültür Derneği (DOKU) Başkanı Göksal Çidem, 14 Ekim Dünya Göçmen Kuşlar Günü dolayısıyla bir basın açıklamasında bulundu.  

Göçmen kuşların hayatta kalması için öncelikli olarak su ve sulak alanların şart olduğunu söyleyen Çidem, göçmen kuşların, üremeden dinlenmeye ve göç sırasında beslenmek için göllere, nehirlere, göletlere, kıyıdaki sulak alanlara ve hatta bitkilere ihtiyaç duyduklarını dile getirdi. 

Hayati önem taşıyan ekosistemin, kuşların hem de insanlar için temiz suyun kullanılabilirliğinin tehlikede olduğunu dile getiren Göksal Çidem, 50 yılda dünyadaki sulak alanların yüzde 35'inin kaybedildiğini dile getirdi. Yakın zamanda yayınlanan BM Dünya Su Raporuna göre şu anda 2 milyardan fazla insanın güvenli içme suyuna erişimi olmadığı tahmin ediliyor.

Gerçekler endişe verici

Dünya çapındaki mevcut kuş türlerinin yüzde 48'inde nüfus azalması yaşandığını aktaran Göksal Çidem, “Kuşların ana göç yolu üzerindeki en önemli su kaynaklarından biri olan barajların çevresi RES ve iletim hatları ile örümcek ağı gibi çevriliyor. RES’ler kıyma makinesi, iletim hatları da öldürücü tuzaklar. Ana kuş göç yolu üzerinde olan Istrancalar da, böyle devam ederse (ki ediyor), Kuşlara göç edecek gökyüzü ve dinlenecekleri, beslenecekleri ve su alanları kalmayacak” dedi.

Çidem, göçmen kuşların birden fazla ülkenin sınırlarını geçmesi nedeniyle, uluslararası iş birliğinin onların etkili bir şekilde korunması açısından hayati önem taşıdığını kaydetti.

Çidem, göçmen kuşlara ve ihtiyaç duydukları suları ve yaşam alanlarını korumanın ulusal ve uluslar arası biyocoğrafyada aciliyet ve önem arz ettiğini ekledi.

Önlem Alınmazsa Çok Geç Olacak

DOKU Derneği Başkanı Göksal Çidem, “Ne yazık ki, insanoğlunun el birliği ile yaptığı projeler, bu göç döngüsünü tehdit altında bırakıyor. Kuşların göçü durduğunda, leylekler bir şey getirmediğinde, yaşam alanlarında ki yapılaşmanın ve RES lerin bir işe yaramadığını anladığımızda, çok geç olduğunu göreceğiz.” Dedi.

Çidem konuşmasının devamında, “Şimdi eğri oturup doğru konuşalım ve düşünelim. Komşu kuş göç yolu üzerine RES kurmuyor. Gerekçe ‘göçmen kuşlar zarar görür.’ RES’leri iç kısımlara kuruyorlar. Biz bugüne kadar RES projelerine epey dava açtık. Açtığımız dava RES’lere değil, onların yanlış yere kurulmasına yönelikti. RES’ler de doğru yere yapılmalı.  Dava açma nedenimiz de doğru yer seçimi yapılmadığındadır. Edirne İdare Mahkemesi ve Danıştay kararları da haklılığımızı ortaya koymaktadır.” Dedi.

Göçü Etkileyen Projelerden Kaçınılmalı

Göksal Çidem yaptığı açıklamaların devamına şunları söyledi; “Ülkemizin de taraf olduğu 9 Ocak 1984 tarih ve 84/7601 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla onaylanarak, 20 Şubat 1984 tarih ve 18318 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi şunları içeriyor;

Madde 3. Akit Taraflar, II ve III no’lu ek listelerde belirtilen göçmen türler için önem taşıyan ve kışlama, toplanma, beslenme, üreme veya tüy değiştirme yönlerinden göç yollarına uygun ilişki konumunda bulunan sahaların korunmasına özel dikkat göstermeyi kabul ederler hükmü vardır.

Madde 4. Akit Taraflar, bu maddede belirtilen doğal yaşam ortamlarının sınır bölgelerinde bulunmaları halinde, bunların korunması amacıyla, çabalarını uyumlu kılmak yönünden eşgüdüm sağlamayı taahhüt eder.

Sonuç olarak; Yıldız Dağları tüm Palaearktik bölgenin ana kuş darboğazlarından birinin üstünde yer alır. Bu nedenle, bölgede rüzgâr santralleri inşa edilmesi tüm biyocoğrafya bölgesindeki avifaunayı çok ciddi olarak etkileyecek olumsuz sonuçlar doğurabilir. Yıldız Dağları’nın kuş göç yolları açısından stratejik konumu göz önüne alınarak bölgede rüzgâr santrali kurulumundan kaçınılmalıdır.” Dedi. (Gülşah Ayyıldız)

Editör: Haber Merkezi