Kuştepe köyünde yaşayan Gülşen Gürses, "Ayçiçeğinin kendine has olan bir kokusu var, bu sapları yaktığımızda da bu kokuyu duyabiliyoruz, hoş bir aroması var"
Trakya çiftçisinin temel geçim kaynağı olan ayçiçeğinin hasadının ardından tarlada kalan sapları, köy ekmeği yapımında yakacak olarak kullanılıyor.
Temmuz ve ağustos ayında hasat edilen ayçiçeğinin ardından boyları her yıl değişmekle beraber 1 metreyi bulan saplar, tarım alanlarında kalıyor.
Ayçiçeği sapları bir süre tarlada kuruduktan sonra köy evlerinin bahçelerinde bulunan tuğla, kiremit ve killi toprakla yapılan fırınlarda ekmek üretimi için toplanıyor.
Pehlivanköy ilçesinin Kuştepe köyünde de köylü kadınları tarafından bu günlerde tarım alanlarında yakacak toplama telaşı yaşanıyor.
Kuştepe köyünde traktör ile belirlenen tarlalara giden kadınlar, yaklaşık 50 ayçiçeği sapını bir araya getirerek demet oluşturuyor.
Hazırlanan demetler iple bağlandıktan sonra traktör römorklarına yüklenip evlere getiriliyor.
Ayçiçeği saplarının köy ekmeğine lezzet kattığına inanan kadınlar, yıl boyu fırınlarının ısınması için bu yakacakları kullanıyor.
"Ekmeklerimiz İçin Çok İdeal"
Köy sakinlerinden Gülşen Gürses, ayçiçeği saplarının toplanmasının zor ve meşakkatli olduğunu söyledi.
Gürses, komşuları ile imece usulü tarlalardan ayçiçeği saplarını topladıklarını dile getirdi.
Sapların yakacak olarak kullanıldığını anlatan Gürses, "Ekmek yapımında kor tutması gereken bir ateş istemediğimizde veya hafif bir ateş istediğimizde gündöndü (ayçiçeği) sopaları çok ideal bir yapıya sahip. Yufkaları pişirirken, erişte veya salça yapımında ağır ateş istediğimiz zamanlarda, ekmeklerimiz için çok ideal. Pişirme tarzımızda kor kalmamasını istiyoruz. Gündöndü sopasını atıp güçlü bir alev oluşturduktan sonra ekmeğimizi çok rahat pişirebiliyoruz." şeklinde konuştu.
Bir Demet, 50 Saptan Oluşuyor
Her yıl muhakkak ayçiçeği saplarının toplandığını belirten Gürses, şu an ayçiçeği saplarının toplanma zamanı olduğunu kaydetti.
Köylerdeki tarlalarda ayçiçeği sapı toplama mesaisinin sürdüğünü anlatan Gürses, "Ayçiçeğinin kendine has olan bir kokusu var, bu sapları yaktığımızda da bu kokuyu duyabiliyoruz, hoş bir aroması var gerçekten de. Ev ekmeği ve diğer ateşte olan ürünlerde küçük bir is kokusu gelir ve biz bunun gündöndü sopasıyla piştiğini anlayabiliyoruz." dedi.
Gürses, bir demetin 50 saptan oluştuğunu söyledi.
Şükriye Akıncı ise topladıkları ayçiçeği sapları ile tuğla, kiremit ve çamurdan yaptıkları fırında ekmek pişirdiklerini söyledi.
Ayçiçeği saplarının kolay yandığını ve ekmeğe lezzet kattığını belirten Akıncı, ayçiçeğinin hasat edilmesinin ardından bir süre tarlalarda kuruyan ayçiçeği saplarının imece usulü ile toplandığını kaydetti.
Günde yaklaşık 60 demet sap topladıklarını dile getiren Akıncı, demetlerin traktör yardımıyla evlere getirildiğini anlattı.