Edirne’nin Havsa İlçesinde Ziraat Odası tarafından üreticilere yönelik düzenlenen , ”Küresel iklim değişikliği, tarla bitkilerinde kuraklık ve sıcaklık stresi” konulu seminere konuşmacı olarak Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nden Dr. İrfan Öztürk katıldı.
Havsa Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Uzel, Meclis Toplantı Salonu’ndaki seminerin açılışında yaptığı konuşmada, iklim değişikliğiyle birlikte kuraklıktan en çok etkilenen sektörler arasında tarımın geldiğini ve bununla baş etmenin yolunun da uzmanların önerilerine dikkate alarak ekim yapmaktan geçtiğini belirtti. Ziraat Odasına üye çiftçileri iklim değişikliğinin yanı sıra, tarım teknikleri, yeni ekipmanlar, tarım zararlılarıyla mücadele gibi birçok konuda aydınlatmayı hedeflediklerini anlatan Başkan Uzel, bilinçli tarım yapmak için eğitim çalışmalarına ağırlık verdiklerini kaydetti.
Dr. Öztürk ise, küresel iklim değişikliği konusunu mart ayının sonuna kadar 25-30 ayrı yerde toplantılar düzenleyerek, çiftçilerin neler yapması gerektiği konusunda bilgilendireceklerini söyledi. Çiftçilerin ayçiçeği, buğday ve kanola bitkilerinin ekim zamanını, doğru toprak işlemelerini, gübreleme zamanını, bitki zararlılarıyla mücadeleyi zamanında yapmaları gerektiğine dikkat çeken Dr. Öztürk, ‘’Kuraklık ve buna bağlı olarak verim kaybı olduğu için bir şeyler yapmamız gerekiyor. Kayıpların önüne geçmenin yol ve yöntemlerini çiftçilere ve köy muhtarlarına mesajla ileteceğiz. Bununla da yetinmeyerek, ivedilikle konferanslar, paneller ve seminerler düzenliyoruz. Tüm iletişim araçlarını da kullanarak üreticilerimizin kuraklıktan en az zararla çıkmasını sağlayacağız’’ dedi.
Dr. Öztürk şöyle devam etti:
‘’İki yıldan bu yana ürün kaybı olunca artık bir şeyler yapmak gerekiyor. Biz uzmanlar bunun önüne geçmenin yol ve yöntemlerini belirledik. Siz üreticilerde gösterdiğimiz yolda tarım yapmalısınız. Bölgemizde yaklaşık 450 bin hektarın üzerinde ayçiçeği ekilişi var. Bununla ilgili farklı çalışmalar da var. Kuraklık iklim değişikliği sadece çeşitten kaynaklanmıyor. Birçok faktör var. Ekim döneminden, toprak hazırlanmasına, toprağın üstü kadar altının da önemi var. Özellikle ayçiçeğinin ekimi mart ayı gibi yapılmalı. Tabi ki burada toprak yapısı da çok önemli. Şayet bu ayda ekilirse meteorolojik verilere göre kurağa kalmadan hedeflenen verime ulaşılır. Ekim geciktikçe verim düşer. Ayçiçeği ekimi nisan ayına kaydıkça, sıra üzeri mesafe, toprak yapısı ve ekim zamanına göre 35-40-45 santimetre olarak belirlenmelidir. Sık ekimde kuraklıktan dolayı verim düşüklüğü yaşanır. Bu yüzden ayçiçeği gelişme devresinde aşırı güneşe maruz kalmaması için mart ayı gibi ekim yapılmalı. Burada toprağında yapısı önemli. Kumsal, kepir veya sulak bir alan olursa da ekim zamanı da değişebilir. Buğdayda ve kanolada ekimden, gübrelemeye kadar her aşamasında dikkat etmeliyiz. Mutlaka her konuda uzmanından destek almanızı öneririm.’’
Öztürk’ün konuşmasından sonra toplantı karşılıklı soru ve cevap şeklinde devam etti.
Şerbettar Köyü üreticilerinden Ahmet Özalp, buğday ve ayçiçeği ekimine alternatif olarak 40-50 yıl önce yörede ekilen susam bitkisi üretimine geçilmesi önerisinde bulundu.
Türkiye’nin susam ihtiyacının değişik ülkelerden sağladığına vurgu yapan Özalp, ’’Susamın bugün piyasa fiyatı 150-200 bin TL/kg civarında. Şayet yöremizde iç piyasanın susam ihtiyacının bir kısmını karşılarsak kazancımız yüksek olur. Sorun susamın biçerdöver yardımıyla hasat edilmesini sağlamaktan geçer. Bunun için susamın kozadan dökülmeden hasat edilecek bir tohum olarak geliştirilmesinden geçiyor’’ diye konuştu. Diğer bir üretici Neşet Ertaş da, tarım uzmanlarının önerilerinin, üreticilerin tecrübeleriyle birleştirerek, yola devam edilmesi gerektiğini hatırlattı.
Toplantıya, İlçe Tarım Müdürü Yavuz Kartal, İlçe Ziraat Odası Yönetim Kurulu üyeleri, üreticiler ve Ziraat Mühendisi Taner Öztugran katıldı.