Genel

Anız Yangınları Canımızı Yakıyor

Son günlerde Türkiye'nin birçok yerinde, anız yangınları büyük bir trajediye yol açtı. Özellikle Diyarbakır ve Mardin'de yaşanan yangınlar sadece maddi hasara yol açmakla kalmadı aynı zamanda 12 kişinin hayatını kaybetmesine ve onlarca kişinin yaralanmasına neden oldu.

Birçok çiftçi hasattan sonra tarlalarındaki anızı yakma geleneğini sürdürmekte. Bu gelenek, kısa vadede toprağı gübreleme ve sonraki hasat için alanı hazırlama gibi bazı faydalar sağlayabilir. Ancak uzun vadede, toprak erozyonuna, hava kirliliğine ve yangın riskine yol açmakta.  Bazı yangınlar, sigara izmaritleri, piknik ateşleri veya elektrik hatlarındaki kıvılcımlar gibi ihmal sonucu çıkmakta.

Anız Yakmanın Zararları

Anız yangınları toprak içerisindeki faydalı canlıların ve topraktaki organik maddenin yanarak yok olmasına neden olur.Anız yakılan toprakta bitkilere yarayışlı besin maddeleri azalmakta ve zamanla toprağın verimliliği düşmektedir. Verimli tarım topraklarımız zamanla verimsiz çorak topraklar haline gelmektedir.Anız yakılması su ve rüzgâr erozyonunu artırmakta, bu nedenle toprağın en değerli üst katmanları rüzgâr ve su ile taşınarak yok olmaktadır.Anız yakma sonucunda doğal denge bozularak zararlı böcekler ve hastalıklar çoğalmakta.

Basit Önlemler

Hububat hasadı sırasında biçim mümkün olduğu kadar alçaktan yaptırılmalıdır. Hububat hasadı yapıldıktan sonra biçerdöverin arkasında bıraktığı sap samandan oluşan namlular balya makinesi ile balyalanarak hayvan yemi olarak veya ahırlarda altlık olarak kullanılabilir veya sanayide kâğıt ve karton yapımında kullanılabilir. Namlu denilen bu sap ve saman tarladan uzaklaştırıldıktan sonra geriye kalan anız sap parçalayıcı makineler ile parçalanarak toprağa karıştırılmalıdır. Bu şekilde bir toprak işleme ile anızın toprağa karıştırılması toprağa birçok fayda sağlar ve anız yakmanın doğuracağı zararlar da önlenmiş olur.