Karakomik Filmler ile Cem Yılmaz’ın sinema anlayışında köklü değişiklikler yaşandı. Mizahtan çok psikolojik dram ve kara komediye ağırlık veren hikaye anlatımını ise ön plana çıkaran sanatçı son olarak “Do Not Dısturb” ile sinemaseverlerin karşısına çıktı.

Denizden karaya kesin bir geçiş yapan Nam-ı Diğer Ayzek yeni bir hayata merhaba diyor. İnternette basit ve sıradan bir influencerin adeta peşine takılan karakter hayatını bunun üstüne inşa etmeye çalışıyor.

Yeni hayatı ile birlikte bir otelde işe başlayan Ayzek’in deneme akşamında başına olmadık işler geliyor.

Filmin ilk bölümü gayet tatmin ediciydi. Özellikle birbirinden farklı yapıda bulunan karakterler ve sergiledikleri performanslar, yer yer araya sıkışan kaliteli espriler.

RENK KULLANIMI TATMİN ETTİ

Özellikle renk kullanımı, görüntü kalitesi ve bazı detaylar Wes Anderson’ın Büyük Budapeşte Oteli filmini anımsatmadı değil.

Tabi izlemesem de birçok yorumda gördüğüm kadarıyla film Anayurt Oteli’nden esintiler de barındırıyor.

Filmin ikinci bölümüne geçtiğimizde Ayzek karekterinin geçmişi ve yaşanılan olaylar filmin devamı için kötü senaryoların gerçekleşeceği konusunda bizlere fikirler verdi. Aynı zamanda çamaşırcı kızın sen hiç Joker’i izledin mi? cümlesi filmi izleyenler için önemli bir ipucu kaynağı oldu.

Kontrolü yitirdiğinde duyduğu gemi sesleri ile afallayan Ayzek neticesinde kendisine yarattığı yapay dünyanın içerisinde kayboldu.

BAHTİHAR KARAKTERİ EN BAŞARILISIYDI

Filmdeki karakter seçimini oldukça başarılı buldum. Özellikle entelektüel ve bir o kadar çok bilmiş Bahtiyar karakterinin tiradları gerçekten oldukça keyif verdi. Celal Kadri Kınoğlu bu karakterle son dönemdeki Cem Yılmaz filmlerindeki en iyi oyunculuğu sergilemiş.

KÜLTÜREL FARKLILIKLAR DO NOT DİSTURB’TE BİR ARADAYDI

Alkolik eczacı, Müge Anlı programından çıkmış adam, influencer.. Tüm kültürel farklılıklar Do Not Disturb’te bir aradaydı.

Film; senaryosu, karanlık atmosferi, kaliteli oyunculukları, kurgusu, toplumsal sorunlara ve kültürel farklılıklara yer vermesi, sosyal medyanın sıkıntılı taraflarını gündeme getirmesi ile son dönemdeki Cem Yılmaz filmlerinin bir seviye üstünde olmuş.

Bir kısmın aksine şahsen Cem Yılmaz’ın değişen sinema anlayışını seviyorum. Artık ondan bir GORA ya da AROG beklemek zor. Bu tarzı ile devam edecek gibi görünüyor. Yeni projeleri bir sinemasever olarak sabırsızlıkla bekliyorum.

SON NOT

Siz siz olun sosyal medyanın sahte dünyasına kendinizi tam anlamıyla kaptırmayın. Yoksa Ayzek gibi her an karaya oturabilirsiniz.