"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."

Tam 100 yıl önce bugün şehitlerimizin kanıyla sulanmış bu topraklarda ülkemizin Kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından Cumhuriyet ilan edildi.

Birinci Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan Osmanlı İmparatorluğu'nun İtilaf Devletleri'nce işgali sonucunda Mîsâk-ı Millî sınırlarımızı korumamız gerekiyordu. Bu doğrultuda Mustafa Kemal Paşa önderliğinde 1919’da başlayan milli mücadele 1923’te kesin zaferimizle noktalandı.

mustafa-kemalSavaş bitmişti. Şimdi sırada yeni bir dönem vardı. Küllerinden doğan bu millet yeni bir sisteme geçiyordu ve her şeyin yeniden inşa edilmesi gerekiyordu. Fedakarlık savaş sonrasında da devam ediyordu. Öyle ki Cumhuriyetin ilan edildiği bina Ankaralıların kendi evlerinden getirdikleri malzemeler ile tamamlanmıştı.

"Yaşasın Cumhuriyet!" Sesleri Arasında Alkışlarla Cumhuriyet İlân Edildi

28 Ekim 1923 akşamına kadar hükümetin kurulamaması üzerine, Mustafa Kemal Paşa, Çankaya Köşkü'nde arkadaşlarına "Yarın Cumhuriyet’i ilân edeceğiz." diyerek fikrini açıkladı. O gece İsmet Paşa ile birlikte 1921 Anayasası'nın bazı maddelerini değiştiren kanun tasarısını hazırladı. "Türkiye Devleti'nin hükümet şekli Cumhuriyet’tir." hükmünün yer aldığı tasarı üzerinde TBMM'de yapılan konuşmalardan sonra Cumhuriyet’in ilânı kabul edildi. "Yaşasın Cumhuriyet!" sesleri arasında alkışlarla cumhuriyet ilân edildi.

"Türkiye, Dünya Devletleri Arasında Tuttuğu Yere Layık Olduğunu İspat Edecektir"

Cumhuriyet’in ilanının ardından cumhurbaşkanlığı seçimine geçildi. Yapılan gizli oylamada 158 milletvekilinin tamamının oyunu alan Gazi Mustafa Kemal, TBMM tarafından yeni Türk devletinin ilk Cumhurbaşkanı seçildi.

Cumhurbaşkanı unvanıyla kürsüye çıkan Mustafa Kemal Paşa'nın Meclise hitabı TBMM kayıtlarında şöyle yer aldı: "Efendiler; asırlardan beri Doğu'da haksızlığa ve zulme uğramış olan milletimiz, Türk milleti, gerçekte soydan sahip bulunduğu yüksek kabiliyetlerden yoksun zannediliyordu.

Son yıllarda milletimizin fiili olarak gösterdiği kabiliyet, istidat ve kavrayış kendi hakkında kötü düşünenlerin ne kadar gafil ve ne kadar gerçeği görmekten uzak, görünüşe aldanan insanlar olduğunu pek güzel ispat etti.

Milletimiz kendisinde var olan vasıfları ve değeri, hükümetin yeni adıyla medeniyet dünyasına çok daha kolaylıkla gösterebilecektir. Türkiye Cumhuriyeti, dünya devletleri arasında tuttuğu yere layık olduğunu eserleriyle ispat edecektir.

Arkadaşlar; bu yüksek rejimi yaratan Türk milletinin son dört yıl içinde kazandığı zafer, bundan sonra da birkaç misli olmak üzere kendini gösterecektir. Bendeniz, kazandığım bu güven ve itimada layık olmak için pek önemli gördüğüm bir noktadaki ihtiyacı arz etmek mecburiyetindeyim. O ihtiyaç, yüce heyetinizin şahsıma karşı gösterdiği sevgi, güven ve desteğin devamıdır. Ancak bu sayede ve Tanrı'nın yardımıyla, bana verdiğiniz ve vereceğiniz görevleri en iyi şekilde yapabileceğimi ümit ediyorum.

thumbs_b_c_76005c823b1e19b39b9e7f1779981542

“Türkiye Cumhuriyeti Mesut, Muvaffak ve Muzaffer Olacaktır”

Daima sayın arkadaşlarımın ellerine çok samimi ve sıkı bir şekilde yapışarak, kendimi onların şahıslarından bir an bile uzak görmeyerek çalışacağım. Daima milletin sevgi ve güvenine dayanarak hep birlikte ileri gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır."

Cumhuriyet büyük bir dönüşümün işaretiydi. Türkiye Cumhuriyeti yeni yönetim biçimi ile yoluna devam ederken  yaptığı reformlarla muasır medeniyetler seviyesine yükselme gayretini net bir şekilde ortaya koyuyordu. Savaştan yeni çıkmış halk yorgun ve eğitimsizdi. Nüfus ciddi şekilde azalmıştı. Bu nedenle köklü değişiklikler gerekiyordu. Laiklikten eğitime, kadın haklarının güçlendirilmesinden büyük yatırımlara kadar her alanda reformlar gerçekleştirildi. Bir millet küllerinden yeniden doğuyordu. Cumhuriyetin kazanımları, Türkiye'yi daha demokratik, modern ve eşitlikçi bir topluma dönüştürmekte önemli bir rol oynadı. Kurtuluş Savaşı’nda gösterilen mücadele ve kazanılan zafer boyunduruk altında yaşayan diğer milletlere de örnek teşkil ediyordu.

Cumhuriyet Yeni Bir Hayatın Müjdecisi Oldu

Gazi Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyeti şöyle tanımlamıştı; “Cumhuriyet; yeni ve sağlam esaslarıyla Türk Milletini güvenli ve sağlam gelecek yoluna koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik bakımından da büsbütün yeni bir hayatın müjdecisi olmuştur. “

Cumhuriyet, İçerisinde Yaşayanlara Nefes Olan Bir Olgu

Yüz binlerce şehit verdiğimiz bu topraklarda varlığını sürdüren Cumhuriyet mutluluğun yanında üzüntü ve derin acıları içinde barındıran, hemen hemen her duyguyu kapsayan bir olgu.  Cumhuriyet sadece bizlere değil çare bekleyen diğer toplumlara da umut olan bir olgu. Cumhuriyet ayırt etmeksizin herkese fırsat eşitliği sunan bir olgu. Cumhuriyet barındırdıklarıyla adeta bir duvar ve koruma kalkanı. Kısacası Cumhuriyet içerisinde yaşayanlara nefes olan bir olgu.

Cumhuriyetimiz artık 100 yaşında! Ülkemizin yakın çevresinde özellikle Orta Doğu’da yaşananları görünce Cumhuriyet’in bu topraklar için ne denli kıymetli olduğunu yeniden  görüyor, “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” sözünün kıymetini bir kez daha idrak ediyoruz.

Bu topraklarda özgürlük uğruna nice şehitler verildi, nice badireler atlatıldı. Ancak bunca zorluğa rağmen ülkemizin bağımsızlığı için savaşmaktan bir an olsun vazgeçilmedi.

Bize bırakılan emanete şimdi ve gelecekte sıkı sıkıya sarılmalıyız. Cumhuriyet’in ilkeleri ışığında daha fazla çalışarak ve üreterek bilimden sanata, spordan eğitime kadar her alanda en iyi noktaya gelmek için mücadelemizi sürdürmeliyiz.

YAŞASIN CUMHURİYET SONSUZA DEK CUMHURİYET!

1035991