Hayatımızda belli tutkularımız belli başlı isteklerimiz ve arzularımız her zaman oluyor.

Mesela şehrimiz Kırklareli’de akla ilk gelen konuların başında ve yaşamımızın bir tarafından özellikle son 10 senedir Kırklarelispor fazlasıyla yer alıyor.

Zorlu şartlar altında son derece güçlü takımlara karşı verilen zorlu mücadeleler ve ardı ardına tamamlanan sezonlar .

Özellikle de 2’inci liglerde herhalde en uzun süreli kalan takımların başında geliyor temsilcimiz diye düşünüyorum.

İstatistiki bilgilere fazla takip etmem ancak geriye dönüp baktığımız hangi takımlar gelip geçti bu ligden hangi futbolcu ne kadar oynadı bilmek mümkün değil ancak gönül rahtlığıyla söyleyebileceğim bir şey var o da Kırklarelispor tarihinde dış transfer olarak gelerek bu şehri benimsemiş bu takımın kaptanlığını yapmış en kaliteli, en karakterli futbolcuların başında olanlardan birisi de Davut Babur’dur.

Bugüne kadar neye ne şekilde hangi paraya pula bir şeylere itiraz ettiğini görmedim. Tek bir defa isyanına şahit oldum o da Kırklarelispor’umuzun düşme tehlikesi yaşadığı sezonda bu takımın kümede kalacağına şartların ne kadar zorlu olsa da bunu başaracaklarına olan inancıydı.

İşte tek isyanı buydu onuruyla gururuyla giydiği yeşil beyazlı formayı terinin son damlasına kadar hak ederek taşımış olması ve bu doğrultuda da kendisine güvenen ve inananları da mahcup etmeden sahada yer almasıydı.

Formasını taşıdığı sadece Kırklarelispor futbol takımının simgesi değil bir şehrin onuru gururu ve arması olduğunu her zaman çok iyi biliyordu.

Yeri geldiğinde bir kahve köşesinde, yeri geldiğinde çarşı da gezerken yeri geldiğinde de Kırklareli sanayisinde insanlarla sık sık konuştuğunu ve çay içtiğini sohbet ettiğini görmek mümkündü Davut Babur’u.

Kendince aldığı bir karar diye düşünüyorum ayrılığın. Davut kaptan bir şey yaptıysa doğrudur diyorum bu yüzden de bir ağabeyi bir Kırklarelispor taraftarı olarak kendisine hakkımı sonuna kadar helal ediyorum.

Yolun açık olsun yüreği büyük kaptan Kırklareli şehri seni asla unutmayacak.