Hacı Bayram-ı Veli tarafından kurulmuş bir tasavvuf yolu olan Bayramiyye yolu içerisinde, sonradan bir kol olarak ortaya çıkan Melamiyye-i Bayramiyye tasavvuf yolu Hacı Bayrım-ı Veli’nin müritlerinden Bıçakçı Ömer Dede (Şeyh Emir Sıkkini) tarafından kurulmuştur.

Vize İlçesinde bir dönem oldukça etkili olan bu tasavvuf yolunun Vize’deki ilk Şeyhi, döneminin Melamiyye-i Bayramiyye kutbu, Hayrabolulu Şeyh Ahmed-i Sarban Efendinin öğrencisi Kaygusuz Vizeli Alaeddin olarak ta bilinen Alaeddin Ali Efendidir. Alaeddin Ali Efendi önce Aksaraylı Pir Ali’ye, daha sonra oğlu ve halifesi İsmail Ma’şuki’ye, intisap etmiştir. Son olarak Hocası Ahmed-i Sarban’ın yanında tasavvuf yoluna sülûk etmiş ve Ahmed-i Sarban Efendiden icazet alarak halifeleri arasına girmiştir.

Ahmed-i Sarban Efendinin vefatından sonra, Vize’deki Zaviyesinde uzun süre kendisine intisap edenlerin yol göstericisi olmuştur.Kaygusuz Alaeddin’in tasavvuf silsilesi içerisinde önemli bir yeri bulunmaktadır. Hacı Bayram-ı Veli'den itibaren tasavvufi silsilesi ise şu şekildedir: Hacı Bayram-ı Veli, Şeyh Ömer-i Sıkkini (Bıçakçı Dede), Şeyh Bünyamin-i Ayaşi, Pir Ali (Aksarayi), İsmail Ma’şuki, Ahmed-i Sarban, Vizeli Alaeddin Ali.

Yunus tarzını benimseyen ve bu tarzı mükemmel bir şekilde tasarruf edecek derecede güçlü bir halk şairi olan Vize’li Alaeddin Efendinin “Kaygusuz” mahlası ile yazdığı birçok şiiri bulunmaktadır. Ancak şiirlerinden birçoğu Şeyhi Ahmed-i Sarban’ın ve mahlası dolayısıyla da Kaygusuz Abdal’ın şiirleriyle karıştırılmıştır.

Divan şiiri, tasavvuf, tarikatlar ve mezhepler üzerine yaptığı çalışmaları ile tanınan yazar Abdülbaki Gölpınarlı, 1933 yılında bastırmış olduğu “Kaygusuz Vize’li Alaeddin” isimli kitabında, Kaygusuz mahlası ile yazılan şiirleri altı madde de incelemiş, ispatlayıcı örnekler ile açıklayarak bu yanlışlığı düzeltmiştir. Kaygusuz mahlasının Vizeli Alaeddin Ali’ye ait olduğunu gözler önüne sermiştir.

A985E5Ac 0Ae5 4156 B944 D0F365Bb48D9

Şiirlerinde her iki vezni de kullanan Vizeli Alaeddin, daha çok piri Hacı Bayram-ı Velî gibi hece veznini tercih etmiş, mensubu olduğu yolun gelenekselleşmesini sağlamış ve kendinden sonra gelen şairlere örnek olmuştur. Çeşitli gazete ve dergilerde dağınık halde bulunan şiirleri Abdülbaki Gölpınarlı tarafından toplanarak, ilk olarak “Kaygusuz Vize'li Alaeddin Hayatı ve Şiirleri)” adıyla 1933 yılında basılmıştır.

Söz konusu kitabın 2018 Yılında Kapı yayın evi tarafından tekrar baskısı yapılmış olup, bunun dışında başka eser bulunmamaktadır. Örnek olması amacıyla aşağıda Kaygusuz Vizeli Alaeddin’e ait “Şükür Hakk'ın Keremine” adlı şiirin son dörtlüğüne yer verilmiştir.

Yaradılmışa oldur yar

Kalmadı arada ağyar

Kaygusuz'um ne kaygum var

Ben bende buldum imanı

Vizeli Alaeddin Efendi 1562 (Hicri 970) yılında vefat etmiş, cenazesi zaviyesine ait Hazireye defnedilmiştir. Bugün ne Zaviyenin ne de mezarının yeri bilinmemektedir.

Abdülbaki Gölpınarlı, Vize’de uzun yıllar Hükümet Doktorluğu yapmış olan Cemalettin Arifi Bey’e bu Zaviyenin yerini sormuş, aramış fakat ne eserini, ne de kendisini bilen birine ulaşamadığını belirtmiştir. Şeyh Alaeddin’in vefatından sonra Zaviyenin başına kardeşi Gazanfer Efendi geçmiştir. Deri tabaklama işi yapan Gazanfer Efendi, zamanla bu işi bırakarak ağabeyi Alaeddin Efendinin yanında tasavvuf yoluna girmiş, Zaviyesinin Vize’de etkinliğini sürdürmüştür. 1566 yılında (Hicri 974) vefat eden Gazanfer Efendinin cenazesi yine Zaviye Haziresine defnedilmiştir. Cenaze Namazını ise damadı ve iki halifesinden biri olan Haşimi Seyyid Osman Efendi kıldırmıştır.

Gazanfer Efendi’nin vefatı ile Vize’deki Zaviyenin başına halifesi Vize’li Şeyh Bali  Efendi geçmiştir. Bu tarihten sonra Vize’deki  Zaviyenin adının sürekli olarak onun adı ile anılmıştır. Günümüzde Vize’de yaşayan halk söz konusu Zaviye ve Türbeden onun adı ile bahsetmekte,  Zaviyeye ait Osmanlı Arşiv belgelerinde onun adı kullanılmıştır. Şeyh Bali’nin hangi tarihte vefat ettiği ve mezarının nerede olduğu halen bilinmemektedir.

Gazanfer Efendinin damadı ve diğer halifesi olan Haşimi Seyyid Osman ise, gördüğü bir rüya üzerine Vize’ye gelmiş, Şeyh Alaeddin Ali Efendi ve Şeyh Gazanfer Efendi’nin Zaviyesinde uzun bir süre bulunarak tasavvuf yolunun edeplerini öğrenmek için gayret göstermiştir.

Bu sure zarfında Şeyh Gazanfer Efendinin kızıyla evlenmiştir. Şeyh Gazanfer Efendinin vefatı ile Vize’den ayrılan Haşimi Seyyid Osman İstanbul’a giderek Hoca Nureddinzade’nin Dergahında misafir kalmıştır. Daha sonra  Hoca Nureddinzade’den icazet alan Haşimi Seyyid Osman Efendi, Kasımpaşa’da kendi dergahını kurmuş, burada Hak taliplerine ve ilim öğrenmek isteyenlere ders vermiştir. Haşimi Seyyid Osman Efendinin manzum bir Tarikatnamesi vardır. Şiirlerinde Haşimi mahlasını kullanmıştır. Haşimi Emir Osman Efendi, Gazanfer Dede hakkında şu methiyeyi söylemiştir:

Arşullah’ı seyran kılan

Meydanında selvan uran

Hakk’a canın kurban kılan

Pirim Gazanfer Sultan’dır

 Kaygusuz Vizeli Alaeddin, Abdülbaki Gölpınarlı, Kapı Yayınları, İstanbul, 2018, s.29

 Kırklareli’de Tarikatlar ve Tekkeler,Selami Şimşek, Tasavvuf:İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi,yıl:8[2007], sayı:18, ss. 213

Bayrâmî-Melâmî Bir Şâir: Hâşimî Emîr Osman Efendi, Nesrin Sofuoğlu, Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, s.164,165Kırklareli’de Tarikatlar ve Tekkeler,Selami Şimşek, Tasavvuf:İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi,yıl:8[2007], sayı:18, s. 213

[Kırklareli’de Tarikatlar ve Tekkeler,Selami Şimşek, Tasavvuf:İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi,yıl:8[2007], sayı:18, s. 212

Kaygusuz Vizeli Alaeddin, Abdülbaki Gölpınarlı, Kapı Yayınları, İstanbul, 2018, s.29

Haşimi Seyyid Osman ve Vize’li Şeyh Bali ile Vize’deki Zaviyede çocukluk yıllarında  görüştüğünü belirten Sarı Abdullah Efendi, Haşimi Seyyid Osman’ı orta boylu, güzel yüzlü ve uzun saçlı olarak, Şeyh Bali Efendiyi ise uzun boylu olarak tarif etmiş, Şeyh Bali Efendinin yol gösterici kimliğinden bahsetmiştir.Vize’de ise, Şeyh Bali Efendinin vefatı ile yerine oğlu ve halifesi Şeyh Hasan Efendi, onun da vefatı ile Şeyh Mehmed geçmiştir.

Bütün bu bilgilerin dışında, bugün Vize'de Şeyh Bali Türbesi olarak bilinen yer ve yakın çevresinde yapmış olduğum yüzey araştırmaları,  Şeyh Bali soyundan gelen bazı  kişilerin vermiş oldukları beyanlar ile Osmanlı ve Tapu Arşiv Belgeleri üzerinde yapmış olduğum araştırmalar sonucunda, bazı bilgilere ulaşılabilmiştir. Şeyh Bali Türbesi : Bugün, Vize İlçesi, Kale Mahallesi, Türbe Sokak üzerinde 199 ada, 12 parsel numaralı taşınmaz üzerinde bulunan, halk arasında Şeyh Bali Türbesi olarak bilinen yapı ve hazire, tapu kütüğünde “mezarlık” olarak kayıtlı olup, Kadastro Tutanağında başka bir açıklayıcı bilgi bulunmamaktadır.2

Söz konusu alan, Kırklareli Kültür Envanteri içerisinde “Şeyh Bali Türbesi ve Mezarlığı” adı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli olup, tescil kaydında tarihsel başka bir bilgi bulunmamaktadır.3Türbe girişinde yer alan briket ve beton kullanılmak suretiyle inşa edilen, herhangi bir mimari değeri olmayan mezar yapısının ön kısmında iki çubuk demir ve üzerinde dört çubuk demir korumanın arkasında metal bir şamdan bulunmakta, şamdanın üzerinde metal malzeme kullanılarak “Şeyh Bali Hz. Türbesi” yazmaktadır.

Bugün mezarlık alanı içerisindeki mezar taşlarının çok azı ayakta durmaktadır. Çoğu devrilmiş veya tahrip edilmiş olmakla beraber yaklaşık 25-30 civarında menhir şeklinde yazıtsız mezar taşı bulunmaktadır. Şeyh Bali Türbesi içerisinde yer alan ve gelişigüzel bir şekilde türbe girişinde toplanan mezar taşlarının üzerindeki Osmanlıca yazıtların incelenmesi sonucunda;1. Mezar taşında, “Bu dünyadan göçüp giden Cemilzade Ahmet Ağa, Ruhuna Fatiha” yazmaktadır. Bugün Kale Mahallesi, Hamam Sokak üzerinde bulunan, 16. Yy.’da  Ferhat Bey tarafından yaptırılan, Ferhat Bey Çeşmesinin 1838 yılına ait onarım kitabesinde, söz konusu çeşmenin Cemilzade Mahmut Ağanın oğlu Ahmet Ağa tarafından tamir ettirildiği belirtilmektedir. Mezar taşının bu şahsa ait olduğu düşünülmektedir.2. Mezar taşında, “Merhum ve manfur Yedek Süleyman Paşa Acem Feran İbni Süleyman ruhu için Allah rızası için Fatiha”  yazmaktadır. 3. Mezar taşında, “İbni İbrahim’den olma  Seyyid Molla Muhammed Tayyip, Hicri 1161” yazmaktadır.4. Mezar taşında ise, “Seyyide Esma Hatun ruhuna Fatiha Hicri 1159” yazmaktadır. Bu mezar taşının antik tiyatro yakınında bulunan, Esma Hanım Çeşmesini yaptıran Esma Hanıma ait olduğu tahmin edilmektedir. Seyyid Molla Muhammed Tayip ve Seyyide Esma Hatun’un ölüm tarihlerinden aynı dönemde yaşadıkları anlaşılmaktadır.

B4Db5270 B347 4C6E Af66 3907Ea2A1C2F

Şeyh Bali Türbesi olarak bilinen mezarlığın bulunduğu sokağın “Türbe Sokak” olduğu, Türbe Sokağın batı kısmında “Tabakhane Sokak” ile kesiştiği, Tabakhane Sokağının da kuzeyinde “Şeyh Bali Sokak” ile kesiştiği, Şeyh Bali Sokağının da batı kısmında bir çıkmaz sokak olan “Tekke Sokak”a ayrıldığı haritası üzerinde net bir şekilde görülmektedir. Vize Belediyesi Fen İşleri Müdürü Hakan Yılmaz ile yaptığım şifai görüşme sonucunda, bahse konu sokak isimlerinin 1980 yılı öncesine ait olduğunu ancak, veriliş tarihlerinin bilinmediği gibi kayıtlara ilişkin herhangi bir belgeye de ulaşılamadığı bilgisini vermiştir.

Bununla beraber, bu bilgiler Şeyh Bali Soyundan gelen ve bugün Kırklareli’de yaşayan Ayşe Devecioğlu (Genç) ile paylaşılmış, kendisi Şeyh Bali Sokağının girişinde ve Tekke Sokağına bitişik bulunan ancak, bugün başka bir şahsa ait olan arazinin öncesinde (yukarıda haritasında işaretli, 374 ada, 10 parsel) dedesi Hulusi Bali’ye ait olduğunu, üzerinde eski ahşap ve kerpiç karışımı iki katlı küçük bir ev olduğunu ancak yapının uzun yıllar önce yıkıldığını, karşısında Tekke Sokağın girişinde bulunan (374 ada, 3 parsel) yerin ise, öncesinde dedesinin kardeşi Sunuhi Bali’ye ait olduğunu, dedesi Hulusi Bali’nin İstanbul’da Medrese eğitimi aldıktan sonra Vize’de ve özellikle Müsellim Köyünde çiftçilikle uğraştığını, aynı zamanda Hafız olduğunu belirtmiştir. Gerek yukarıdaki haritada belirtilen “Şeyh Bali Sokak ve Tekke Sokak” sokak isimleri, gerekse aynı soydan gelen Rahmetli Hamdiye Genç ve kızı Ayşe Devecioğlu (Genç)’in vermiş olduğu bilgiler ışığında, Şeyh Bali soyundan gelen Hulusi Bali ve Sunuhi Bali’ye ait meskenlerin geçmişte bu sokaklar üzerinde bulunması, yine Şeyh Bali Sokağının güneyinden geçen sokağın adının Tabakhane Sokak olması ve Zaviye Şeyhlerinden Gazanfer Dedenin bir dönem deri tabaklama işi ile de uğraşmış olması, Vizeli Kaygusuz Alaeddin, sonrasında Gazanfer Dede ve Şeyh Bali’ye ait Zaviyenin geçmişte bu alan üzerinde olduğu varsayımını oldukça güçlendirmektedir.

Cae719Bf 844D 48E9 B501 A23A217Db4Df

Şeyh Bali Zaviyesine ait, Osmanlı Arşiv Belgeleri ve diğer yazılı kaynakların incelenmesi sonucunda da bir takım bilgilere ulaşılmıştır. Osmanlı Arşiv Belgelerini tarihsel sırası ile incelediğimizde; Vize’deki zaviyeye bağlı Horzum ve Ömer Bey Mezraları Zaviyelerinin bulunduğu anlaşılmaktadır. 19-20 Yy. dönemine ait çeşitli haritalar incelenmiş, Horzum Mezrasının bugün Vize İlçesine bağlı Sergen Köyü ile Pınarhisar İlçesine bağlı Yenice Köyü arasında kaldığı anlaşılmıştır. Sergen Köyünde doğup büyüyen Abdülhamit Oruç ve Yenice Köyünden Orhan Biricik, bu alanın geçmişte Horzum Çiftliği, günümüzde ise Horzum mevkii olarak anıldığını, çitflikten günümüze herhangi bir kalıntı ulaşmadığını ancak, aynı alan içerisinde kısmen günümüze ulaşan içerisinde menhir şeklinde, üzerinde yazıt bulunmayan dikili taşlardan oluşan (Şeyh Bali Türbesinde bulunan Mezar Taşları ile benzer özellikte) mezarlığının bulunduğu bilgisini vermiştir. Söz konusu mezarlık Sergen Köyü, 242 ada, 2 parsel numarası, 11.505,00 m2 yüzölçüm ile mezarlık vasfı ile kayıtlı bulunmaktadır. Hamdiye Genç’in ablası Hayriye Genç çocukluğunda evlerine Sergen’den ara sıra misafirler geldiğini zamanla bu ziyaretlerin sona erdiği bilgisini vermiştir. Bunun yanı sıra Ömer Bey Mezrasının adına ise rastlanılamamıştır.

Ayrıca elde edilen ve yukarıda paylaşılan veriler ışığında, tamamı tespit edilememekle birlikte Vize’li Kaygusuz Alaeddin tarafından kurulan Zaviyede sırası ile

Vize’li Kaygusuz Alaeddin, vefat H. 970

Halifesi Gazanfer Dede, vefat H. 974

Onun Halifesi Vize’li Bali Efendi, vefat ?

Bali’nin oğlu Şeyh Hasan vefat ?

Şeyh Hasan’ın oğlu Şeyh es-Seyyid Mehmed vefat H.1133

Şeyh es-Seyyid Mehmed’in oğlu Es Seyyid Şeyh Ahmet adına (yaşının küçüklüğü ned.) vekaleten Es-Seyyid Hüseyin görev yılı H.1133

Es Seyyid Şeyh Ahmet adına vekaleten Es-Seyyid Muhammed vefat H.1133

Es Seyyid Şeyh Ahmet adına vekaleten Es-Seyyid Hasan görev yılı H.1133

Es-Seyyid Şeyh Ahmet

Es-Seyyid Şeyh Ahmet oğlu Es-Şeyh Seyyid Muhammed

Es-Şeyh Seyyid Muhammed oğlu Es-Seyyid Şeyh Bali

Es-Seyyid Şeyh Bali oğulları Es-Seyyid Mehmet ve Es-Seyyid İbrahim

Es-Seyyid İbrahim’in oğulları Es-Seyyid Muhammed Tahir ve Es-Seyyid Muhammed Ragıb

Es-Seyyid Şeyh Mehmet vefat H.1235

Es-Seyyid Şeyh Mehmet oğlu Es Seyyid Selim

Halife Mehmet, H.1271

Şeyh Mehmet Tahir Efendi, görev H.1316-?

Zaviye Şeyhi oldukları gerek Osmanlı Arşiv belgeleri gerekse  diğer yazılı kaynaklardan anlaşılmaktadır. Zaviyenin son Şeyhi Mehmet Tahir Efendi yakın geçmişte vefat eden Hamdiye ve Hayriye Genç kardeşlerin dedeleri olduğu, yine Vize’de Bali soyadına sahip akrabalarının bulunduğu dolayısı ile Vize Kaygusuz Aleaddin’in soyunun halen devam ettiğini Vize ve Kırklareli’nde yaşayan son kuşak akrabalarından anlamaktayız.

1Df526F3 8A15 49Cd 947B B2F41F86E68F