Gün içerisinde hepimizin yaşadığı kronikleşmiş olay. Can sıkıntısı. Bazı bilgi kaynaklarına göre, “Can sıkıntısı, bir kişinin özellikle yapacak bir şeyi kalmadan bıraktığı zaman, yaşadığı çevreye ilgi duymadığı veya bir gün ya da dönemin sıkıcı ya da sıkıcı olduğunu hissettiği zaman yaşanan duygusal ve bazen psikolojik bir durum.
Can sıkıntısı esnasında kendimizi huzursuz ve mutsuz hissederiz. Bunu ortadan kaldırmadan önce de sürekli canım sıkılıyor cümlelerini etrafımızdaki insanlarla paylaşırız. Normal insanlarda bu durum kısa bir süre zarfında ortadan kalkarken can sıkıntısına yatkın insanlarda bu durum daha da uzun vadede çözüme kavuşuyor.
Özellikle pandemi döneminde evlere kapandığımız günlerde bu durumla keskin bir şekilde yüzleşmek zorunda kaldık. Bir yandan virüs dolayısıyla psikolojimiz olumsuz yönde etkilendi. Bir yandan da alışkanlıklarımızın dışına çıkmak bizlere can sıkıntısı olarak geri döndü. İlk zamanlar bu duruma uyum sağlamak zor olsa da ilerleyen günlerde can sıkıntısı ile başa çıkma konusunda deneyim sahibi olduk. Ancak virüsün etkisi her zaman aklımızın bir köşesinde korku ile kaldı.
Ancak yeni deneyimler ya da yapmaktan keyif aldığımız hobiler bizi ayakta tuttu. Tabi buradan can sıkıntısını gidermek için sevdiğiniz aktiviteleri yapın demek klişe olarak gelebilir. İlk olarak sıkıntının kaynağına inip onunla yüzleşmek sonrasında rutin aktiviteleri yapmak ya da yeni şeyler denemek bana daha doğru geliyor. Tabi sıkıntı ile de yüzleşmek o kadar kolay değil. Yoksa bu yazıyı yazmak pek mümkün olmazdı. Ancak hayatta canımızı sıkan durumlar her zaman olacak. Olaylar olmasa dahi bir an hiçbir şey olmadan da canımız sıkılabiliyor.
Bu durum muhtemelen insanlık yok oluncaya kadar da devam edecek.