2 yıl önce sahiplendiğimiz muhabbet kuşumuzla birlikte hayvanlara bakış açım değişti. Eskiden çok fazla temas kurmadığım hayvanlarla artık daha da fazla temas kuruyorum.

Muhabbet kuşu (Melopsittacus undulatus), papağan türleri içerisinde yer alan, evcil bir kuş türü. Avustralya kıtasına özgü Melopsittacus cinsinin içinde yer alan tek tür. Küçük, uzun kuyruklu bu kuşlar yabani ortamda genel olarak yeşil veya sarı tüy rengine ve kanatlarında siyah taralı çizgilere sahip. Bu alımlı dış görünüşlerinden ötürü, muhabbet kuşları, dünya genelinde yoğun olarak evcil olarak besleniyor. Aynı zamanda soğuk hava şartlarında hayatta kalamıyorlar.

Boncuk adını verdiğimiz ilk kuşumuzla temas kurduğumda ilk anda gerçekten çok ürkmüştüm. Özellikle ayakları ile başıma konması ben de çok değişik hisler uyandırdı. Ancak daha sonra hem o bizimle hem de biz onunla çok yakın bir ilişki içerisine girdik. İlk anda bir kuşun konuşabileceği aklımın ucundan dahi geçmezdi. Ancak zaman geçtikçe kuşumuzun yanında öğreteceğimiz kelimeleri yüzlerce kez tekrarlamamız meyvesini verdi. İlk cici kuş kelimesini duymak o gün beni çok şaşırtmıştı. Şu an sıradan bir durum. Muhabbet kuşları, çok cana yakın. Sürekli iletişim halindeler. Alıştıkları zaman kendilerini aileden biri olarak görmeye başlıyorlar ve yalnız kalmayı hiç sevmiyorlar. En önemlisi de hassaslar. Boncuk cereyanda kaldığında ciddi bir rahatsızlık geçirmiş ancak atlatmıştı. Ancak bir gün camın açık kalması nedeni ile uçarak kayıplara karıştı. Umuyorum ki hayatına devam ediyordur. O gün yaşadığım üzüntü de ona ne kadar bağlı olduğumu derin bir şekilde bana hissettirdi.

Ardından başka bir kuş sahiplendik. Görünümünden dolayı adını maviş koyduk. 1,5 yıldır bizimle. 30’a yakın kelimeyi söyleyebiliyor ve hiç boynumuzdan inmiyor. O kadar cana yakın ve sıcakkanlı ki.  Onunla vakit geçirmek, ötüşünü, uçuşunu ve konuşmasını dinlemek büyük keyif veriyor. Ailemizin çok önemli bir parçası. Çok şükür herhangi bir sıkıntısı da yok.

Evcil hayvan beslemek genel anlamda hayvan sevgisini ve hayvanlara karşı olan bakış açımı da değiştirdi. Eskiden hayvanları görür belki biraz sever sonra yoluma bakırdım. Şimdi elimden geldiğince destek de olmaya çalışıyorum. Çevremde hayvanlara karşı sevgi ve saygı besleyen insanları da gerçekten takdirle karşılıyorum.