6 Şubat tarihinde 11 il merkezi ile birlikte ilçe ve köylerinde büyük yıkımlara neden olan depremlerin maalesef ardı arkası kesilmiyor. Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan merkezli iki büyük deprem sonrası yaşanan büyük yıkım sonrası bir yandan yaraların sarılması için çalışmalar sürerken, bir yandan da birbirinden bağımsız ve artçı depremler de olmaya devam ediyor. Doğu Anadolu fayında yaşanan kırılma sonrası ülke tarihinin en büyük felaketiyle karşı karşıya kaldığımız bu dönemde, 20 Şubat tarihinde Kahramanmaraş depremlerinden ayrı olarak Hatay’ın Defne ilçesinde gerçekleşen 6.4’lük deprem yine yıkımlara ve can kayıplarına neden oldu. Artçı depremlerin artık sıradan hale geldiği bölgede, 27 Şubat’ta Malatya merkezli 5.6’lık deprem ile yaşanan yıkımlar bir kez daha deprem tehdidinin devam ettiğini de gözler önüne seriyor.
1939’da Erzincan, 1999’da Gölcük ve 2023’te Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan merkezli büyük depremler sonrası bir deprem ülkesi gerçeğiyle yüzleşmiş olsak da maalesef her felaket sonrası aldığımız tedbirlerin ne kadar yetersiz olduğunu acı bir şekilde tanık oluyoruz. Son depremlerin ardından bu felaketlerin ülkemizdeki fay hatları üzerinde devam edeceği bilincine ulaşmalı ve ona göre tedbirlerimizi almamız kaçınılmaz bir gerçek. Nihayetinde ülkemiz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da deprem felaketleriyle karşı karşıya kalacaktır. Bundan sonraki süreçte yaraların sarılması ile birlikte yapılacak konutların zemin etüdü ve sağlamlığı hayati önem arz ediyor. Ülkemizde yıllardır dile getirilen ‘deprem değil, bina öldürür’ sözünü bundan sonra yaşanacak depremlerde telaffuz etmemek dileğiyle…