Son olarak Nobel ödüllü İngiliz yazar Kazuo Ishiguro'nun “Günden Kalanlar” isimli romanını okudum. İlk olarak yazarın “Beni Asla Bırakma” isimli kitabını okumuştum. O kitabı çok fazla sevmiş neredeyse her sayfasından büyük bir haz almıştım. Bu kitabı da okurken oldukça fazla keyif aldım. Yer yer tempo düşse de genel anlamda okuyucuyu içerisine alan İngiltere’nin güzel noktalarında gezme şansı tanıyan bir kitap.
Malikane dediğimiz zaman tabi ilk olarak akla İngiltere geliyor. Uşaklar, hizmetçiler, zengin sahipler, onlarca oda, kurallar, soğuk vE disiplinli insanlar. Baş karakterimiz Stevens yeni patronunun verdiği izin sonucu İngiltere’yi gezmeye başlıyor. Çünkü Amerikalı yeni patron baş uşağının kendi ülkesini gezmesi gerektiğini ifade ediyor. Kahramanımız İngiltere’yi gezerken çoğu zaman geçmişe dönüp yaşadığı olayları okuyucuya aktarıyor. Babası ve çalışma arkadaşları ile ilişkisi, kendini işine nasıl adadığının resmi, tecrübeleri, malikanede yaşanan önemli olaylar ve daha fazlası. Ancak Stevens’ın gezi de önemli bir amacı daha var. Eski kahyayı ziyaret ederek yeniden kadrosuna katmak. Böylelikle Amerikalı sahibinin arzu ettiği düzeni kurmayı hedefliyor.
Aslında kitap bize baş karakterin işine nasıl bağlı kaldığını ve bir o kadar da acınası bir halde olduğunu gösteriyor. O malikaneye o kadar fazla önem veriyor ki kendine ayıracak bir anı bile olmadığını hissediyoruz. Tek mutlu olduğu an işini başarı ile tamamladığı zamanlar olarak ortaya çıkıyor. Öyle ki yaşadığı kayıplar da bile işini tamamlamayı öncelik haline getirmiş sorunlu bir kişi. Sadece iş odaklı olması beni gerçekten karakterle hiçbir şekilde özdeşleştirmiyor. Bu da aslında Stevens’ın ne kadar başarılı bir karakter olduğunu da ortaya koyuyor.
Kitapta beni en fazla etkileyen bölümlerse malikanede yapılan ve resmi olmayan görüşmeler. Bu görüşmelerde Birinci Dünya Savaşı sonrası oluşan sistem, Almanya’nın durumu ve gelecek için yapılacak çalışmalar ele alınıyordu. Toplantılarda en üst düzey siyasiler yer alıyordu. Baş karakterimiz Stevens burada dünyanın geleceğine karar verildiğini belirtiyor ve bu nedenle o toplantılarda işlerin hatasız gerçekleşmesi için tüm tedbirleri alıyordu. Ona göre çok önemli misafirlere hizmet yapılırken yapılacak en küçük hata dünyayı da etkileyebiliyordu. Bu nedenle böyle kişilere hizmet etmenin büyük bir onur ve gurur kaynağı olduğunu sıkça söylüyordu. Stevens’a göre dünyanın geleceğine karar veren bu kişilere uşaklar ve hizmetçilerin yaptıkları başarılı hizmetler kolaylık sağlıyor, çalışanlar da gelecekte söz sahibi oluyordu.
Bir baş uşağın işine nasıl tutkuyla bir o kadar da sorunlu bir şekilde bağlı kaldığını detaylı bir şekilde anlatan okunası bir kitap “GÜNDEN KALANLAR”.