Tüm dünyada dengelerin altüst olduğu, büyük yangının çepeçevre etrafımızı sardığı bir dönem geçiriyoruz.
Türkiye 19 Mart’tan bu yana sancılı günler yaşıyor…
Ancak sıkıntılı süreç içinde olan sadece biz değiliz.
Tüm dünyada dengelerin altüst olduğu, büyük yangının çepeçevre etrafımızı sardığı bir dönem geçiriyoruz.
Tarihin kırılma noktalarından birinin canlı canlı içindeyiz belki de…
Küreselleşmenin büyük bir darbe aldığını, neo-liberalizmin çöktüğünü, serbest piyasa ekonomisinin sonuna gelindiğini söylesek, abartmış olmayız herhalde…
ABD Başkanı Trump’ın başlattığı ticaret savaşı ile dünya yepyeni bir dönemece girdi.
Her ülkeye uyguladığı en az yüzde 10’luk gümrük vergisi tarifesi ile dinamitin fitilini ateşleyen Sam Amca, en büyük rakibi Çin’e karşı ibreyi yüzde 100’lere kadar dayandırdı.
Artık kimse kimseyi düşünmeyecek, evrim teorisinin temel öğelerinden biri olan “Güçlü Olan Hayatta Kalır” mottosuyla, ülkeler kendi içine kapanacak ve yaşam mücadelesi verecekler.
Gelişmekte olan ülkeler arasındaki dayanışmanın artacağı ve ekonomilerini bu vesileyle geliştirecekleri yönündeki teoriler ise işin umut veren tarafını temsil ediyor.
***
Ancak ahlaki kuramların devlet adamlarınca ayaklar altına alınması daha önce hiç bu kadar alenen yaşanmamıştı.
Trump’ın Gazze’deki insanları “Oraya tatil köyü yapacağım” diyerek zorla sürgüne mecbur bırakması ile şoke olan dünya, Ukrayna lideri Zelenski’nin Beyaz Saray’da fırça yemesi ile şaşkınlığını perçinledi.
Kapalı kapılar arkasında konuşulanlar artık açık ve seçik halkların gözü önünce cereyan ediyor. Ve bundan kimse rahatsızlık duymuyor.
Trump, arkasına aldığı Elon Musk (arası şimdilerde kötü olsa da), Jeff Bezos, Mark Zuckerberg gibi bir grup teknolojik oligark ile dünyaya meydan okuyor.
Geleceğimiz bir avuç insanın dudakları arasından çıkacak sözlere, aldığı çılgın kararlara bağlı…
Sadece ABD değil… Avrupa’da da kazan kaynıyor… Bölgede aşırı sağ yükseliş eğilimine girmiş durumda.
Örneğin Almanya’da son seçimlerde AfD hatırı sayılır bir oy oranıyla ikinci sıraya yerleşti. Üstelik sert göçmen politikalarıyla tanınan parti bu oylarını sosyal medya üzerinden gençleri etkileyerek aldı.
***
Öte yandan Sırbistan'da tren istasyonundaki ölümlü kazayı protesto eden öğrenciler, kitlesel tepkinin verdiği sonuçlarla ilgili tüm dünyaya harika bir ders verdiler. Başbakanın istifası dahi gençleri durdurmaya yetmedi.
ABD’de, İsrail’de, İspanya’da, Türkiye’de…
Dünyanın gidişatı endişe verici olsa da, her yerde totaliter rejimlere karşı alanları dolduran gençler umut aşılıyor.
***
Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığına dair bir örnek…
Yanı başımızda Filistin’de, dünyanın gözleri önünde yaşanan büyük katliamda kimsenin kılını dahi kıpırdat(a)maması her ne kadar artık normalleşen (!) bir durum gibi görünse de Katar’ın 2012 yılında milyonlarca doları İsrail Başbakanı Netenyahu’nun seçim kampanyasına akıtması yeryüzünde kimin ne olduğunu, kime güvenip, güvenilemeyeceğini bir kez daha sorgulatıyor…
***
Peki, nereye doğru gidiyoruz?
Küreselleşme sona eriyorsa, hangi sisteme doğru evriliyoruz?
Aslında bu sorunun cevabını şu anda kimse bilmiyor.
Ama bir gerçek var ki, Yapay Zeka’ya (YZ) hükmeden dünyaya hükmedecek. Üstelik bunun uzun vadede değil, yakın bir gelecekte gerçekleşeceği tahmin ediliyor.
Yapay Genel Zeka’nın; yani teknolojinin bir insanın yaptığı zihinsel faaliyetleri öğrenerek yapabilme kabiliyeti kazanmasının ardındansa artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı yeni bir çağa adım atmış olacağız.
Bu kaçınılmaz…
Şu anda bile üretimde her geçen gün varlığını daha da çok hissettiren YZ, önümüzdeki yıllarda hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline bürünecek.
Elbette istihdam anlamında çalışana vuracağı ağır darbeyi göz ardı edemeyiz ama ekonomilerde ucuz, hızlı ve sorunsuz işgücünün tercih edilebilir olduğunu varsayarak, insanın bu teknolojiye ayak uydurması bir anlamda mecburiyete dönüşecek.
Demiştim ya; “Güçlü olan hayatta kalacak”
Doğanın kanunu bu!