Trakya’da şirin bir şehir olan Kırklareli’nin ne zaman kurulduğu hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır.
Şehrin bilinen ilk adı, Ptolemeos Klaudios’un (M.S. 150) Geografika adlı eserinde birçok meyvenin yetiştiği yer anlamına gelen, “Karpodaimon” olarak geçmektedir. Bunun yanı sıra, Balkan Savaşları esnasında 1912 yılında Kırklareli’ne gelen Bulgar Ulusal Müze Müdürü Bogdan Filov, bugünkü Yayla Mahallesinde şehrin önde gelen Rum sakinlerinin kendisine şehrin Bizans dönemindeki adının “Karpodaimon” olduğunu söylediklerinden bahsetmektedir.
Peki Karpodaimon tam olarak nerede? Ptolemeos Klaudios’un Geografika eserinde yer alan Avrupa haritasında, antik dönemde var olan Hadrinopolis (Edirne) Bizya (Vize), Plotınopolis (Uzunköprü), Bisantha (Tekirdağ) ve Perinthos (Marmara Ereğlisi) şehirleri ile birlikte Karpodaimon (Carpvdaemv) şehri de gösterilmiş ancak, dönemin koşulları ve teknolojik yetersizliği nedeniyle yeri tespit edilememiştir.
Cumhuriyet Dönemi gazeteci ve yazarlarından Ali Rıza Dursunkaya, 1947 yılında basılan “Kırklareli Vilayetini Tarih, Coğrafya, Kültür ve Eski Eserleri Yönünden Tetkik” isimli kitabında, Rumların yaşadığı Yayla mevkiinin adının 50-60 sene öncesine kadar boş ve taşlık bir alan olduğu, mevkiinin Kepek Yaylası ismi ile anıldığı, koyunlara kepek verilen bir alan olması nedeniyle bu isimle anıldığından bahsetmektedir. Burada bulunan ve Rumların ikamet ettiği binaların yakın geçmişte yapıldıklarından bahsetmektedir.
Öte yandan, bugün Yayla Mahallesi’nde bulunan, Yayla Caddesi ile Eski Adliye Sokağının kesiştiği noktada istinat duvarının yol seviyesinde yer alan tuğla kemer ve Mehmet Akif Caddesinin üzerinde bahçe duvarının altında bulunan yine yol seviyesinde kalan başka bir yapıya ait olan kemer bize bazı ipuçları vermektedir. Yaklaşık 2 metre açıklığındaki bu iki kemerli yapının bugün yol seviyesin çok altında kalması, burada Rumlar tarafından çoğu neo klasik tarzda inşa edilen birçok yapının 19. yüzyıl sonlarında inşa edilmesi oldukça düşündürücüdür. “Roma döneminde var olan Karpodaimon bugün Yala Mahallesinin altında olabilir mi?” sorusu ancak yapılacak arkeolojik kazılar sonunda cevaplanabilecektir.