Bugün Millet Egemenliğinin temsil edildiği Millet Meclisimizin kuruluşunu andığımız büyük bir bayramdır.
Bilindiği gibi TBMM 23 Nisan 1920 yılında açılmış ve bir yıl sonra verilen tek maddelik kanun teklifi ile bu açlış günü “Milli Bayram” olarak kabul edilmiştir. Aynı yıl bayramın ilan edilmesini Ankara’da vatandaşlar büyük bir tezahüratla karşılamışlardır. Asıl kutlamalar ise 1922 yılından itibaren başlar. O yıl İstanbul işgal altında olduğundan sadece Darülfünun ve yüksek okul öğrencileri TBMM Başkanlığı’na çektikleri telgraflarla kutlamalara katılırlar.
Himaye-i Etfal Cemiyeti 1925 yılında 23 Nisan gününü Himaye-i Etfal Günü olarak kabul eder. 23 Nisan 1935 yılına gelinceye kadar Çocuk Haftası ve Millet Bayramı kutlamaları parelel iki etkinlik olarak devam edecektir. Himaye-i Etfal Cemiyeti Çocuk Bayramı Haftası şenliklerinde çocuklar için yardım pulları çıkartır, bağışlar toplanması sağlanır. Himaye-I Etfal Cemiyet Başkanı Dr. Fuad Umay’ın çocuklara yönelik bu kutlamaların başlamasında çok önemli bir payı vardır. Nitekim1923’te Amerika’ya yaptığı bir yolculuk dönüşünde “çocuk günü” konusunda Amerika’da tanık olduğu çocuk haftasından etkilenmiş olduğu bilinir. 1929’da yayınlanan Çocuk Hafta’sı için yazdığı yazıda bunu belirtir. Kendisi ile aynı tarihlerde Amerika’da olan Sabiha Sertel ve Zekeriya Sertel de anılarında bundan söz ederler.
Dr. Fuat Umay bugünün Çocuk Haftasına dönüştürülmesinin amacını şöyle anlatır: “Milletin dayanağı vatan yavrularının sağlık ve hayatlarını ve memlekete faydalı birer insan olabilmelerini temin maksadıyla Milli Mücadele’nin en hareketli zamanlarında Ankara’da kurulmuş olan Himaye-i Etfal Cemiyeti büyük ve kutsi bir emelde muvaffak olabilmek için gayret sarf etmektedir.
Bütün çalışmasını ulu himayeci Gazi Hazretleri’nden, muhterem hükümetten ve şefkatli halkımızdan gördüğü maddi ve manevi yardımlarına dayandırmakta olan Cemiyet, çalışmasında muvaffak olabilmek için halkımızın çocukla alakasını arttırmak amacıyla 23 Nisan Çocuk Bayramı’nı ihdas etmiş ve üç dört seneden beri vatanın her tarafından pek güzel suretle kutlanan Çocuk Bayramı’ndan cesaret alarak bu bayramı “Çocuk Haftası”namıyla yedi güne yaymıştır."
27 Mayıs 1935 yılında “Ulusal bayaram ve tatil günleri hakkında” çıkartılan bir kanunla bu iki kutlama birleştirilir ve 23 Nisan “Ulusal Egemenlik Bayramı” olarak kabul edilir. Bu kanuna göre bayramda henüz “Çocuk Bayramı” ifadesi geçmez. Çocuk Bayramı olarak yapılan kutlamalar sadece Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından resmi tatilin dışında düzenlenen etkinlikeler olarak devam eder.
Ancak fiiliyatta bu iki ayrı kutlama “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” şekinde anılmaya da başlanır. Dolayısıyla bu iki kutlama tek bir bayram şeklinde zihinlere yerleşmiş olur. Çocukluk ve gençlik yıllarının bir bölümü Kırklareli'nde geçmiş değerli tarihçi Mehmet Ö. Alkan'ın bu konuda yazdıkları şöyledir:
“1935 yılında TBMM’nin açılış günü olarak 23 Nisan’a ilk kez bir isim verilmiş ve “Ulusal Egemenlik” bayramı olarak adlandırılmıştır. Bu tarihten itibaren iki farklı bayram bir yandan TBMM’nin açılışı “Ulusal Egemenlik Bayramı” olarak kutlanmış, diğer yandan Çocuk Esirgeme Kurumu’nun kurum günü olan “Çocuk Bayramı” aynı gün kutlanmaya devam etmiştir. Bununla birlikte 1935 yılından itibaren iki bayram “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” şeklinde fiili olarak birlikte anılmaya başlanmıştır.” (*)
Yine aynı yazıda belirtildiği üzere, 12 Eylül 1980 askeri darbesi TBMM’ni kapatınca Ulusal Egemenlik Bayramı kutlamalarında ciddi bir sorun ortaya çıkar. Bu nedenle aceleyle bir kanun çıkartılarak bayramın adı “Ulusal Egmenlik Bayramı” yerine “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” olarak değiştirilir. Yasaya eklenen bir madde ile de yalnızca “ana ve ilkokul çocuklarının” bayramı kutlaması kararlaştırılmıştır. Böylece bayramın “ulusal egemenlik” teması gölgelenmeye çalışılır.
İlginçtir ki; 23 Nisan’ı “Çocuk Bayramı” olarak kutlayan Çocuk Esirgeme Kurumu da bu sırada darbeciler tarafından kapatılır. Darbe öncesinde oluşmaya başlayan, 23 Nisan’ı Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği bayram şeklindeki tanıtılan anlayış darbe sırasında bilerek ve istenerek öne çıkartılacak, bayramın “ulusal egemenlik” ile olan bütünlüğü yok sayılarak sadece bir “çocuk bayramı” bağlamında kutlanmaya başlanacaktır.
Egemenliğimizi kazandıran büyük kurtarıcımız Mustafa Kemal Atatürk'ü saygıyla anarken, bayramın çocukların korunması adına anlamlı bir kutlamaya dönüşmesinde öncülük yapan Dr. Fuad Umay'a saygı ve şükranlarımız sunuyoruz.
(*) Mehmet Ö. Alkan, 23 Nisan'ın Gayri Resmi Tarihi. Toplumsal Tarih Dergisi, Nisan 2011.