İnsan ömrü çok kısa demeye başlamışsanız son kulvarı da artık ağır adımlarla bitirmenin zamanı gelmiş demektir.

"Henüz yolun başında sayılırız, daha yapacak çok işimiz var" diyorsanız moralinizi bozmak istemem ama, uzun yaşamanın güzel geçmesini sağlayacak başka formüller de bulmalısınız derim.

Yaşıtım sayılır bir arkadaşımla yaşlılık hakkında konuşurken bana ilk itirazı, "sakın o kelimeyi ağzına alma" demek olmuştu. Herkes gibi korkuyordu o da yaşlılıkla yüzleşmekten; işine odaklanmış, başarılı bir sanatçıydı, korkusunu gizleyecek çareyi sürekli çalışmakta, üretmekte bulmuştu.

Sonunda öleceğimizi bilmek ruhumuzun derinlerine aşılanmış gizli bir kabullenmedir aslında. Bu bilgi farkında olmadan, hayata bağlanmamızı sağlayacak davranışlara yöneltir bizi. Ölüm korkusu ile yüzleştiğiniz anda ise kendinize başka bir hayat tarzı seçmek için, geç kalmadan ne yapabilirim diye düşünmeye başlarsınız. Gidilmedik yerlere, hiç yaşanmamış maceralara, ertelenmiş keşiflere yönelmenin tam zamanıdır. Başarabiliyorsanız yeniden doğmuş gibi sayarsınız kendinizi. Bu yüzden yaşlılık bir fırsatlar ülkesinde gezintidir aslında. Eğer sağlıklı kalabilmişseniz verilmiş bu ikinci şansı sonuna kadar kullanmaktan vazgeçmeyin.

Büyüklerimiz "yaş yetmiş, işi bitmiş" derlerdi. Tıp bu kadar ileri değildi o zamanlar, insan ömrünü sağlıklı olarak tamamlamayı sağlayacak bilgilerden yoksunduk. Ama şimdi öyle mi? Asıl mesele ne kadar uzun yaşamak değil, bize verilen dilimi nasıl kullandığımız. İlerlemiş sayılacak yaşın ne olduğu da kesin değil ayrıca- herkese göre değişir bu. Elbette ölüm gerçeği ile birlikte yaşamaya alışmak zor; hatta hayatta edineceğimiz en zor kazanım. Bunu başarabilmek için elbette temel ihtiyaçlarınızın yeteri kadar karşılandığı maddi imkanlar da gerekli; sizi çevreleyen toplumsal hayatın sizi esir alacak kötülüklerinden;  şiddetten, acılardan kurtulmuş olmanız da önemli. Bunlar yok diyorsanız ve mücadeleden vazgeçmişseniz zaten yaşlanmayı kabullenip ölüme yakınlaşmayı bir çözüm olarak görüp kendinizi boşa çıkarmaya isteklisiniz demektir. Kendinizi böyle duygulardan uzak tutun bence.

Yaşlılık bencil olmamayı öğreten, hayatı eksiksiz bir fırsata dönüştüren ayrıcalıklar dolu olabilecek bir dönem bence. İnsanca yaşamanın ilkelerini ruhumuza kazıyan, kusursuzluğu tarif eden başka sıfatlar aramanın, asıl huzuru sağlayacak fedakarlıkları öğrenmenin, başkaları için de yaşayarak hayatı anlamlandırmanın, geride iyi bir öykü bırakarak ayrılmaya hazırlanmanın bir fırsatı sayılmalı. 

Hayatta geriden gelenlere iyi bir fırsat vererek yer açabiliyorsanız hayatı boşuna yaşamadım diyebilirsiniz.  Başarabiliyorsak eğer bunu, mutlu olarak ayrılacaksınız bu dünyadan demektir. Asıl başarının uzun yaşamakta değil bu dediklerimde saklı olduğunu biliyorum ve o yüzden iyi ki yetmişli yaşlarımı gördüm diyorum sevgili dostlarım.

Selametle...