Kırklareli Vize doğumlu olan Selim Sabit Efendi, çiftçi bir ailenin oğludur. İlk eğitimini aldığı Vize'den sonra İstanbul'a giderek 1851 yılında Darülmuallemin’e(erkek öğretmen okulu) girdi.
1855 yılında buradan mezun oldu. 1857 yılında Padişahın iradesiyle Paris'e gönderilen Selim Sabit Efendi oradaki Türk öğrencilerin ihtiyaçlarına yönelik olarak açılmış olan Mekteb-i Osmani'de öğretmenlik yaptı. Paris’teki eğitimini tamamlayıp İstanbul'a dönünce Süleymaniye semtinde açılan bir ilkokulda çalışmaya başladı. Öğretmenlik mesleğinin başlangıcında yenilikçi fikirleri nedeniyle çeşitli engellerle karşılaşınca öğretmenlik görevinden alınıp Belediyede rusümat (vergi) memurluğuna tayin edildi. Yeniden öğretmenliğe dönmesi ancak 1869 yılında mümkün olabildi ve Meclis-i Kebir-i Maarif üyeliğine getirildi, bu arada Darülfünun'da Türk Edebiyatı hocalığı yapmaya başladı. 1879 yılında Mekteb-i Rüşdiye İdaresi müdürü oldu, 1884'de eğitim alanında yaptığı hizmetler nedeniyle Mecidiye Nişanı ile ödüllendirildi. 1886'da kendisine Encümen-i Teftiş ve Muayene reisliği görevi verildi. Ancak Sultan Abdülaziz'in ölümüyle ilgili belirttiği görüşleri nedeniyle bu görevinden alındı, daha sonra da emekliye ayrıldı. 5 Ocak 1911 tarihinde vefat eden Selim Sabit Efendi Eyüp'te defnedildi.
Selim Sabit Efendi, batılı anlamda ilk eğitimcilerimizden sayılmaktadır. Ülkemizde modern eğitim biliminin gelişmesinde önemli bir payı vardır. Yazdığı eserler okullarda kitap olarak okutuldu. Zamanın ilkokul öğretmenlerine yol gösterici bilgiler veren çalışmalar yapan Selim Sabit Efendi ayrıca bir çocuğun eğitim araçlarından nasıl yararlanacağı konusunda tesviyelerde bulunan ilk kişidir. Yazı tahtası kullanılması, öğrencilerin sıralarda oturması, tek sınıf yerine ayrı sınıflarda öğrenim yapılmasını teklif etmiştir. Okuma öğrenme yöntemleri konusunda hece yöntemi yerine ses yöntemini öneren ve uygulayan odur. Aritmetikte dört işlemin parmak ve hububat taneleri ile yapılmasını, coğrafya derslerinde harita ve küre kullanılmasını sağlayan yine Selim Sabit Efendi olmuştur. Öğretmenlerin 25 yaşından genç olmamalarını, ilkokul öğretmenliği için kadınların tercih edilmesi gerektiğini söyleyerek okullarda şefkatli, sabırlı olgun öğretmenlerin önemine işaret etmiştir.
Selim Sabit Efendi'yi kısaca tanıtan bu bilgileri sizlere aktardıktan sonra başka bir bilgiyi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Araştırmacı dostum Barış Toptaş bir sohbetimiz sırasında bana Selim Sabit Efendi'nin adının Cumhuriyet İlkokulu'nun ilk adı olduğunu söyledi. Döndüğümde hakkında yazılı kaynakları arayıp birçok makale ve tez kitabı olduğunu gördüm, çoğunu da arşivledim. Bu arada Nazif Karaçam'ın Efsaneden Gerçeğe Kırklareli kitabında da arayıp okul hakkında yazılanları okudum. Karaçam, şimdiki Cumhuriyet Okulunun tarihini anlatırken bu okulun 1950'li yıllarda yeniden yapıldığını, yıkılan eski okulun adının ise Selim Sabit Efendi İlkokulu olduğunu yazmıştı.(*) Barış Toptaş ile bu konuyu değerlendirirken ikimizin de görüşü aynıydı. Keşke yenisi yapıldıktan sonra okulun adı yine Selim Sabit Efendi İlkokulu olarak bırakılsaydı. Kırklareli'nin geçmişle bağlarını kurarken yaşatacağı eserler, örnek alınacak kişiler, ders çıkartılacak girişimler o kadar çoktur ki...
(*) Ali Rıza Dursunkaya'ya göre eski okul 1931 yılında Vali Mustafa Arif Bey zamanında yapılmış olup oldukça yetersiz durumdaydı.
Kaynaklar:
- Ali Rıza Dursunkaya, Kırklareli Vilâyetini, Tarih, Coğrafya, Kültür ve Eski Eserleri Yönünden Tetkik, Cilt 2, 1947.
- Nazif Karaçam, Efsaneden Gerçeğe Kırklareli, Kırklareli 1995.
- Doç. Dr. Nevzat Aşıkoğlu, Selim Sabit ve Rehnüma-i Muallimin adlı Eserindeki Eğitim Görüşleri,Diyanet İlmi Dergisi, 1995.
- https://islamansiklopedisi.org.tr/selim-sabit-efendi