Kırklareli yakın tarihinde isimlerini anmadan geçemeyeceğimiz, iz bırakmış önemli şahsiyetleri tanıtmaya çalışıyorum. Bunlardan birisi de Kazım Dirik'tir. Makedonya topraklarında Atatürk ile aynı yılda doğmuş, aynı okullarda askerlik eğitimi almış, hayatının son döneminde ölümüne kadar Trakya Umum Müfettişi olarak vazife almış, fedakarlığı, çalışkanlığı ve dürüstlüğü ile tanınmış bir tarihi portre ile karşı karşıyayız.
Yerel tarihle ilgili yaptığım çalışmalarda onun adına çok sık rastlıyorum. Yerel basında gözden geçirdiğim kaynaklarda pek az bahsedildiğini görmem ise bende merak uyandırıcı bir yadırgamaya yol açmıştı. Bunun nedenleri üzerine düşüncelerimi sizlerle ayrıca paylaşacağım. Kâzım Dirik üzerine öğrenmem gereken bilgilere akademik çevrelerde yazılmış makale ve tez çalışmalarını okuyarak ulaşabildim. Az da olsa bu konuda yapılmış araştırmaları yazımın sonunda kaynak listesinde belirttim. Bunlardan birisi üzerinde çalışırken bir süre önce cevabını aramaktan vazgeçtiğim bir sorunun cevabını bulunca çok duygulanmıştım. Çok yakınımızda, İnece’de bulunan Atatürk anıtının hangi yılda, kim tarafından yaptırıldığını bir türlü öğrenememiştim. Evet, İnece Atatürk’ün 1930 yılındaki Trakya Gezisi sırasında Edirne’ye geçerken uğradığı bir yerdi, ama böylesine gösterişli bir heykelin İnece gibi küçük bir yerleşim yerinde düşünülmesi çok ilginç değil miydi? Heykelin bulunduğu parka konduğu yılın 1937 olması, zamanın Trakya Umum Müfettişi Kazım Dirik tarafından yaptırıldığını öğrenmek doğrusu beni çok heyecanlandırdı, meraklandırdı. Daha sonra okuduğum diğer kaynaklarda da aynı dönemde açılışı yapılmış başka heykellerin de olduğunu öğrendim. Bu yerlerden birisi bir Kırklareli ilçesi olan Pehlivanköy, diğeri Üsküp bucağı idi. Şaşırdınız değil mi? Önünden belki saygıyla geçtiğiniz bu anıtların hangi tarihlerde, kimler tarafından yapıldığını öğrenmenin bence tarihi bilgiye sahip olmanın değerini anlamak açısından bir önemi vardı. Bu heykellerin yapıldığı küçük kasaba ve köylerin nasıl seçildiğini öğrendiğimde ise fazla meraklı olmanın insana neler kazandırdığını yeniden keşfettim. Ne yazık ki ben de, çalışmalarından yararlandığım araştırmacı Nazif Karaçam'ın her defasında vurguladığı gibi, bu kentin belleğine sahip çıkma konusundaki ihmali hatırlatmak zorundayım. Aslına bakarsanız, önünden geçerken sadece bakmakla yetindiğimiz kültürel varlıkları, tanıyarak, sahiplenerek kent kimliği üzerinde inşa edilmiş bir yaşam bilinci inşa etmenin önemini anlatmak gerekiyor durmadan. Bu konuda söylenecek, yazılacak çok şey var ama biz yine konumuza dönelim isterseniz ve size Kazım Dirik’i anlatmaya başlayayım.
Kâzım Dirik 1881 yılında Manastır’da doğmuştur. Babası Plevne savunmasına katılmış yüzbaşı Hasan Tahsin bey, annesi Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın akrabası Hüsniye Hanımdır. Manastır Askeri Rüştiyesini ve Manastır Askeri İdadisine bitiren Kâzım Bey 1897 yılında İstanbul Harp okuluna girer ve 1899 yılında Piyade Teğmen olarak mezun olur. Burada şu hatırlatmayı yapmakta fayda var: Mustafa Kemal Atatürk ile aynı doğumlu olmalarına rağmen Manastır İdadisinde aynı yıllarda okumamışlardır. Nitekim Mustafa Kemal, Kazım Bey ile 3 yıl arayla Harbiye’den 1902 yılında mezun olur. Burada sanırım, Kazım Dirik’in tartışmalı doğum tarihinin bir payı olsa gerek. Nitekim Kazım Dirik’in doğum tarihi ile ilgili belirsizlik araştırmalarda konu edilmiştir. Bunu ayrıca konuşmak lazım. Askerlik görevine Teğmen olarak başlayan Kâzım Dirik 1904’de Üsteğmen, 1906’da Yüzbaşı, 1909’da Harp Akademisi’ne girerek 3 yıl sonra Kurmay Yüzbaşı olur. Balkan Savaşında Üçüncü Kolordu Komutanı Muhtar Paşa’nın Başkumandanlık İrtibat Subaylığını yapar, 1. Dünya Savaşında ise Çanakkale cephesinde görev alır. Daha sonra Dördüncü Ordu Komutanı Cemal Paşa’nın yanında Menzil Müfettişliği görevine tayin olur. Bu görev sırasında üstün başarıları nedeniyle göze girer ve arkadaşlarının önüne geçerek 1916 yılında Albaylık rütbesine yükselir. 8 Haziran 1918 yılında Batum Başmenzil Müfettişliği görevine getirilir. Savaş sonrasında İstanbul’a dönen Kazım Dirik’i bundan sonra 9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal’in yanında görmeye başlarız. 1 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal’in çağrısı üzerine Pangaltı’daki evinde buluşurlar. Burada Mustafa Kemal ondan Müfettişlik Erkân-ı Harbiye Reisi olmasını ister ve bu görevi hemen kabul eder. Samsun’a hareket etmek üzere Müfettişlik teşkilatı ile ilgili hazırlıklar tamamlanınca yola çıkacak 18 kişilik ekibin içinde Kurmay Albay Kâzım Bey de yer alacaktır.
Samsun’a ulaştıktan sonra 25 Mayıs 1919’da Havsa’ya geçildiğinde artık Mustafa Kemal’in izleyeceği yol daha anlaşılır olmuştur. Burada yapılan mitingte İzmir’in işgali ve Pontus saldırıları protesto edilir. İstanbul hükümeti durumu, daha doğrusu kendisini bekleyen tehlikeyi sezmiştir, Mustafa Kemal’in Anadolu’ya gönderilmesinden pişmanlık duyulmaktadır. Dönme çağrısını dinlemeyen Mustafa Kemal yönünü daha güneye, Amasya’ya çevirmiştir. Burada bir balkondan halka hitap ederken artık vatan savunması için çağrı yapmaktadır. O günden sonra diğer komutanların da bu mücadele ışığı altında toplanmak üzere hareketlendikleri görülür. Mustafa Kemal Rauf beyi Amasya’ya çağırır. Refet Bele, Ali Fuat Paşa, Kazım Karabekir de davet edilir. Amasya’ya ulaşan komutanlar sevinçle karşılanır. Aralarında görüşmeler derhal başlarken bu toplantıların tutanakları da Albay Kâzım Dirik tarafından takip edilir. Alınan kararlar milli mücadelenin başladığını gösteren işaret fişeğidir. Mustafa Kemal bu toplantılardan çıkan genelge hakkında düşüncelerini öğrenmek istediği ekip arkadaşlarını yanına çağırdığında aralarında Albay Kâzım Dirik de bulunmaktadır. Onların olumlu görüşlerini öğrenmek Mustafa Kemal’i mutlu eder. 22 Haziran 1919 günü yayınlanan Amasya Genelgesi Kurtuluş savaşımızın en yaşamsal belgelerinden birisi olarak hatırlanacak ve Albay Kâzım beyin yaşam öyküsünde önemli bir yeri dolduracaktır.
(Devam Edecek)
Kaynaklar:
- Yeliz Batı, General Kazım Dirik ve Trakya Umum Müfettişliği, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Ağustos, 2008.
- Gürsel Özgür, Komutan ve Bürokrat Olarak Kâzım Dirik, İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkilap Tarihi Enstitüsü, İstanbul 2006.
- Ramazan Şahin Er, İzmir' de Bir Vali Kazım Dirik Paşa, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, Kütahya 2019.
- Murat Burgaç, Trakya Umumi Müfettişliği, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eskişehir 2010.