Halkevleri için başladığım yazı dizisinin bu gün son bölümüne geldim.

. Umarım bu yazdıklarımı okuduktan sonra Dingiloğlu Parkı'nın bir köşesinde tarihin hesaplaşmlaları içinde bir kenarda sessizce duran Kırklareli Halkevi Binasının önünden bir kere daha geçersiniz. Binaya tırmanan merdivenlerin basamaklarını adımlarken içeriden duyulan müziği, oval salondaki etkinlikten sonra dağılan konukların seslerini hayalinizden geçirirsiniz.

                                               ***

50'li yıllara yaklaşırken ise sınırlarımıza dayanan ikinci dünya savaşının gürültüsü halkevlerini de etkilemişti. Hayatın savaşın önceliklerine göre ayarlandığı günlerde burada yapılmakta olan faaliyetler de giderek azalmaya başlamıştı. Ama asıl değişim, savaştan sonra olacak, ülkede yapılan genel seçimleri kazanan Demokrat Parti'nin iktidara gelişi ile yaşanacaktır. Artık bundan sonrası hazin bir bitiştir. Bu bitiş, halkevlerinin kuruluş nedenleri ile başlayan yaklaşık 18 yıllık bir sürecin hikayesidir. Siyasi hayatımızın değişmeyen karakterini gösteren sorunların başlangıcıdır aynı zamanda. Geleceğe kötü bir miras olarak  kalan, günümüze kadar uzanan tartışmaları besleyen günler Halkevlerinin kapısına gelip dayanmıştır. Halkevlerinin oynadığı rolün siyasi çekişmelerin içinde değersiz gösterilmesi, tarihi öneminin hafife alınması, hatta inkar edilmesi, bir karalama aracı olarak istismar edilmesi gibi nedenler bu kurumsal mirasın sonunu getirecektir.

Şimdi biraz bu konulara değinmenin sırası. 7 Ocak 1946 yılı bu açıdan önemli bir milat. Tek Partili rejimden çok partili sisteme geçişin üçüncü denemesi Demokrat Partinin kuruluşu ile başlamıştır. Bundan sonra Halkevleri’ndeki canlılık azalarak devam eder. Çok partili rekabetin başlamasıyla CHP'nin fazla mali kaynak aktarmaması yanında daha önce bu partideki bazı bilim adamlarının DP saflarına geçmeleri veya DP'yi iktidara yakın görerek düşüncelerinden uzaklaşmaları Halkevleri’ne duyulan ilgiyi azaltır.

Türkiye çok partili sisteme geçişin daha başlarında CHP içinde Halkevleri’nin gelecekteki yapısı konusunda bazı hazırlıklar başlamıştı. Hatırlayacaksınız, daha önce söylemiştim, Halkevleri’nin kuruluşu için ayrı bir yasal zemin düşünülmemişti. Bu kurumlar parti kararlarına göre teşekkül etmişlerdi ve kendilerine ait maddi varlıklara sahip değillerdi. Çok partili hayatın başlamasıyla bu konu şiddetli eleştirilerin konusu olacak, daha doğrusu DP sözcüleri bu noktadan Halkevleri’ni yıpratmaya çalışacaklardı.

Halkevleri bu açıdan 17 Kasım 1947 tarihinde toplanan CHP kurultayında gündeme gelmişti. Kurulan komisyonda yürütülen çalışmalar ile Halkevleri’nin bağımsız tüzel kişiliğe kavuşturulması kararlaştırılmıştı. Böylece Halkevleri parti ayrımı gözetmeksizin bütün vatandaşlara kapısı açık yerler haline gelecekti.

Ancak bütün bu çabalara rağmen iki parti arasında Halkevleri tartışması 1950 yılından sonra hızlandı ve kapanmasını sağlayan yasa çıkıncaya kadar da şiddetlenerek arttı. 14 Mayıs 1950 seçimlerinden hemen sonra TBMM'nde arka arkaya Halkevleri ile ilgili önergelerler verilmeye başlamıştı. Bunlardan birisi de Türk Ocaklarının kapatılmasıyla CHP'ye geçen taşınmazların iadesi hakkındaydı. Haziran ayında sunulan yine başka bir önergede ise binalarla ilgiliydi ve önergede bunların bir partinin değil, milletin malı olduğu söyleniyor, Halkevleri’nin idaresinin yeni bir tüzüğe bağlanması isteniyordu. CHP tarafından ise bu girişim "müsadereye hazırlık" şeklinde yorumlanıyordu.

 7 Aralık 1950 tarihinde Başbakan Menderes'in de katıldığı Anayasa Komisyonundan Halkevleri’nin partiler üstü bir kültür kurumu olarak devam etmeleri kararı çıkmasına rağmen gelişmeler bu istikamette değil, iktidar partisince oldubittiye getirilerek, korkulduğu gibi Halkevleri’nin müsaderesini sağlayacak bir netice doğurdu. 8 Ağustos’ta 365 oyun 362’sinin onayı ile kabul edilen 5830 sayılı kanunla sonunda Halkevleri kapatıldı. Kabul edilen kanun, Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın onayından sonra Resmi Gazete’de yayınlandı ve 11 Ağustos 1951’de yürürlüğe girdi.

D27E454C Cdd4 4591 8118 A33A8E651F8C

Halkevlerinin kapanmasıyla birilerinin ne kazandığını, neyi heba ettiklerini, nereleri ıskaladıklarını anlatmak için çok örnek sayabiliriz. Bütün bunlar Türk siyasetinin içsel dinamiğindeki kör noktalar olarak isimlendirilebilir. Ama sonuçta ülkenin kaybettikleri çok anlamlıdır. Aynı yıllarda faaliyete geçirilen Köy Enstitüleri’nin de benzer bir akıbete uğramaları bu dönemde yaşanan tahribatın bir başka örneğidir.

Ne yazık ki önce işlevsiz bırakılan sonra tamamen kapatılan Halkevleri’nin arkasından yok olan sadece muhteşem binaları olmamıştır. Bu binaların kütüphanelerinde okunmak üzere sergilenen binlerce kitabın sonu ne yazık ki kağıt fabrikasının kazanlarına atılmak olmuştur. Kırklareli Halkevi’ne ait binlerce kitap bu veya benzeri şekilde yok edilmiş, Atatürk'ün Kırklareli gezisine ait belgeler dahi kaybolmuştur. Yine Halkevi’nin müzik kollarına ait aletler de okullara dağıtılmıştır.

Kısacası Halkevleri gerçeği kurulduğu koşulların içinden süzülerek gelen aydınlıkçı, yenilikçi bir kültürel dönüşümün hikayesidir. Bu hikayenin bitiş nedenleri ise hala güncel sıcaklığı ile zihnimizi meşgul etmeye devam etmektedir.

Yararlanılan Kaynaklar:

"Kırklareli Halkevi:Kuruluşu ve Kapanış Nedenleri" için kullandığım kaynakları aşağıda paylaşıyorum. Konu hakkında elbette yazılmış başka yayınlar da var ve sayıları görebildiğim kadarıyla epey fazla. Bunları yazmamdaki  bir diğer gaye ise meraklı okuyucuların araştırmalarına, okumalarını yardımcı olabilmektir.  

- Hikmet Çolak. 1930 Belediye Seçimleri, Ankara Üniversitesi, 2007.

- Özgür Gürses. Atatürk'ün Halkçılık Politikasında Halkevlerinin Yeri ve Önemi(1932-1938),Hitit Üniversitesi, Çorum 2018.

- Eminalp Malkoç. Bir Aydınlanma Projesi Halkevlerinin Tasfiye Süreci, Türkoloji Kültürü Cilt 3, N:6.

- Evren Altınkaş. Cumhuriyetin İlk Yıllarında Aydınlar:Kurucu İdeolojinin Seçkinleri, Dokuz Eylül Üniversitesi Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi, Yıl 7 Sayı 14, 2011.

- Yavuz Özdemir, Elif Aktaş. Halkevleri(1932’den 1951’e) A. Ü. Türkiye Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, Erzurum 2011.

- Erdem Çanak. Kırklareli Halkevleri Faaliyetleri(1932-1951) Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl 6, Sayı 85, 2018.

-  Erdem Çanak. Halkevlerinin Dergicilik Faaliyetlerinde Bir Örnek: Kırklareli Halkevi Dergisi Batı Yolu. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt 11, Sayı 81 2018.

- Orhan Özacun. Halkevlerinin Dramı. Kebikeç, Sayı 3,1996.

- Ömer Obuz. Halkevlerinin Kapatılmasının Türk Basınına Yansımaları, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt 8, Sayı 41, 2015.

- Zeki Arıkan. Halkevlerinin Kuruluşu ve Tarihsel İşlevi.

- Levent Köker. Modernleşme, Kemalizm ve Demokrasi, İletişim Yayınlar, İstanbul 2007.

- Gökhan Durak. Trakya Bölgesi Halkevi Faaliyetleri, İzmir 2006.

- Fatih Tuğluoğlu. Türkiye'de Halkçılık İdeolojisi ve Halkevleri, Ankara Üniversitesi.

- Ali Rıza Dursunkaya. Kırklareli Vilayetini Tarih, Coğrafya, Kültür ve Eski Eserleri Yönünden Tetkik, Cilt 2 Kırklareli 1947.

- Müslime Güneş. Adnan Menderes ve Halkevleri, Çağdaş Türkiye Tarih Araştırmaları Dergisi, XII/25, 2012-Güz.

- Füsun Üstel. İmparatorluktan Ulus Devlete Türk Milliyetçiliği:Türk Ocakları(1912-1931),İletişim Yayınları, İstanbul 2004.

- Ali Arslan. Atatürk'ün Kırklareli'ne Geliş Nedenleri, Lüleburgaz Görünüm Gazetesi. 21 Aralık 2017.

- Nazif Karaçam. Efsaneden Gerçeğe Kırklareli, Özyılmaz Matbaası, Kırklareli 1995.